Bilindiği gibi 16 Nisan 2017 referandumuyla onaylanan 21 Ocak 2017 tarih ve 6771 sayılı Anayasa Değişikliği Kanunuyla Anayasamızda çok önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler sonucu mevcut Türk anayasa hukuku kitapları işe yaramaz hâle geldi. Julius Hermann von Kirchmann’ın “kanun koyucunun üç yeni kelimesi koca kütüphanelerin okkalık kâğıt haline gelmesine yeter” sözünün doğruluğuna bu yıl Türkiye’de hep birlikte şahit olduk. Maalesef bizim Türk Anayasa Hukuku isimli kitabımız da “okkalık kağıt” hâline geldi. Bu nedenle kitabımızın yeni baskısını hazırlamak zorunda kaldık.
Türk Anayasa Hukuku başlığını taşıyan 1274 sayfa uzunluğunda olan bu kitap, ilk baskısı 2000 yılında yapılmış 1072 sayfa uzunluğunda olan aynı isimli kitabımın güncelleştirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısıdır. Kitabın devletin temel organlarına ilişkin bütün bölümlerinde önemli ölçüde değişiklik yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı, yürütme organının düzenleyici işlemleri ve olağanüstü yönetim usûlleri bölümleri ise baştan sona yeniden yazılmıştır.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine, araştırmacılara, öğretim üyelerine ve uygulayıcılara yönelik, Fransızların “traité” dedikleri türden bir “inceleme kitabı”dır. Bu kitap, bu hâliyle, şimdiye kadar yazılmış en kapsamlı Türk anayasa hukuku kitabıdır. Türk anayasa hukukunun bütün konuları, sistematik ve ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir.
2017 Anayasa değişikliklerini, bu değişikliklerin kabul edildiği dönemde şiddetle eleştirmiştim. Daha sonra iki ayrı kitapta topladığım makalelerle, günü gününe söz konusu değişikliklerin tehlikelerini göstermeye çalışmıştım. Ancak eleştirdiğim bu Anayasa değişikliklerinin artık tamamı yürürlüğe girdi ve ben de bu değişikliklere göre kitabımı güncelleştirmek zorunda kaldım. Bu işi severek yapmadığımı söylemem şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak bu değişiklikleri incelemek zorundaydım. Zira yürürlükteki anayasa normlarını beğense de beğenmese de incelemek her anayasa hukukçusunun görevidir. Sevmediğimiz şeylerin de nasıl oluştuklarını ve nasıl çalıştıklarını bilmek gerekir. Anayasa değişiklikleri yürürlüğe girdi. Artık bunlara kızmak yerine bunların kurduğu sistemin nasıl işlediğini anlamamız gerekir. Nasıl onkologlar tümörleri sevmeseler de onları incelemek zorundaysalar, biz de bu Anayasa değişiklikleriyle kurulan yeni sistemi sevmesek de incelemek zorundayız.
Bu kitapta anayasa hukukunun genel esasları konuları değil, münhasıran Türk anayasa hukuku konuları incelenmektedir. Anayasa hukukunun genel esasları konularını 2011 yılında yayınlanmış iki ciltlik Anayasa Hukukunun Genel Teorisi (Bursa, Ekin, 2011, 2 Cilt, 208 s.) isimli kitabımda incelemiştim. Genel esaslar konuları için adı geçen kitaba bakılabilir.