Bir cemiyetin tekâmülünde, onun mâziden intikal eden bütün eser ve husûsiyetlerini tanıyabilmenin, değerlendirebilmenin rolü, herhâlde mühim olmalıdır. Başka bir ifâdeyle milletlerin karakterini, terakkî veyâ tereddîlerini, san'at eserlerinde, târihî seyri içinde, adım adım tâkib ve tesbit etmek mümkündür. Bu bakımdan biz, diğer milletler arasında, belki en başta gelen, zengin ve mütenevvî bir kültür ve san'at mîrâsına sâhip bulunmaktayız. Böyle olmakla berâber bu hazîneyi, henüz layıkıyla değerlendirebilmiş değiliz...
Mûsikî, tahayyül ve tefekkür âlemine açılan ilk kapı, umûmiyetle şâir ve bestekârı annelerimiz ve onların sevinçlerini, ümîd ve arzûlarını, yeis, keder ve ıztırablarını bir cüz'üdür. Anneler var oldukça, dünyâ beşiğinde çocuklar sallandıkça, mâzî eleğinden günümüze kadar süzülegelen ninnilerimiz, herhâlde, istikbâle intikal edecektir. Ne var ki hayat şartlarının, zevklerimizin sür'atle değişmiş ve değişmekte olması sebebiyle her türlü malzemenin bir an evvel tesbîti gerekmektedir...
(Önsöz'den)