Küçük Asya onbin yılını birbirinden renkli sahneler sergileyerek geçirdi. Tarihin fecrinden beri en güçlü devletler ya bu topraklar üstünde kuruldu, ya da burada uzun süre konukluk etti. Ve uygarlıklar, harslar üstüste yığıldı, birbiriyle girift oldu, kaynaştı. Anadolu yarımadasında. Böyle oluşan çok öğeli alışım, onu pekiştirecek demirciyi bekler oldu. Çıkageldi bir gün demirci: Türkmen, sayıca çok üstün Anadolu toplumuna damgasını vurdu, dilini ve dinini yerleştirdi buraya. Sonra hep beraber yeni serüvenlere kalkıştılar, dünyaya hayret ve dehşet veren serüvenlere. Gittikleri yerlerde de yaşam felsefesi, müesseseler, teknikler, aletler birbirine girdi.
Bu kitap bütün bunları anlatmaya çalışıyor, "kültür" kavramını geniş boyutlarda tarif ederek; onu tekniklerin müesseselerin düşünce sistemlerinin inanç ve adetlerin tümü şeklinde irdeliyerek; mülkiyet şekillerinin üretim araç ve yöntemleriyle ilişkilerini belirleyerek hayli değişik alışagelinmemiş bir açıdan meselelere yaklaşarak, ve her şeyin üstünde bütün görüşleri ilmi kaynaklara dayandırarak.