Laikliğin ve İslamcı siyasal akımların 1950'ler, 1960'lar ve 1970'ler Türkiyesi için önemli bir sorun olmadığı, gündemdeki yerin oldukça aşağılarda kaldığı açıktır. 1950'li yılların ünlü Ticcani hareketi, CHP ile önce DP ve sonra AP arasındaki laiklik tartışmaları ve suçlamaları, 1970'lerin MSP'si bu sorunların önemini gösteren örnekler arasında sayılabilmektedir. Bununla beraber Türk kamuoyuna ve düşünce dünyasına egemen olan eğilim artık laiklik sorununun önemini yitirdiğidir. Bir başka deyişle toplumsal modernleşmenin belli düzeylere eriştiği ve artık İslami bir toplumsal, politik düzenlemenin, bu yolda yapılan taleplerin birer fanteziden öteye geçmeyeceği yolunda yaygın kanatler oluştuğu ileri sürülebilmektedir. İşte 1980'lerin sergilediği gelişme bu kanaatleri yok ederken kamuoyu için de kapsamlı bir şok işlevi görebilmiştir. Bunun sonucu olarak da, yukarıda değinildiği gibi ortaya ciddi bir tartışma ve önceleme alanı çıkmıştır. Bu çalışma da sözü edilen gelişmenin ürünlerinden biri sayılabilir.