Anadolu ve Trakya antik kentler yönünden oldukça zengindir. Anadolu'nun Asya ile AVrupa arasındaki köprü konumu bu tarihsel zenginliğin ana etkenlerindendir. Bu coğrafyada görülen şaşılası eskilikte ve farklılıkta tarihi yerleri başka bir coğrafyada görmek pek de olanaklı değildir. Anadolu MÖ 9600 yılına tarihlenen, dünyada keşfedilmiş en eski yapıyı Göbekli Tepe'de, Hattilere ve Hititlere ait MÖ 2000'lerden kalma antik kentleri Orta Anadolu'da, ilkçağın ünlü antik kentlerini de Ege sahillerinde barındırır.
Antik kentleri gezerken, bu coğrafya halklarının atası olarak bilinen Luvi-Pelasglardan tutun da Hititlere, Makedonyalılara, Roma döneminden Doğu Roma (Bizans) dönemine, Selçuklulardan Osmanlı dönemine kadar tarihin izlerini peş peşe sürmek mümkündür.
Yaşar Yılmaz'ın, 3,5 yıl boyunca tek tek yerinde incele-yip ortaya çıkardığı envanterden yararlanarak hazırladığı kitapta 118 antik kent tanıtılıyor. tarihi kaynakların da desteğiyle ortaya çıkan kısa, öz ama doyurucu metinler özgün fotoğraflar, güncel karayolları haritası ve yol tarifleri eşliğinde sunuluyor. Antik kentlerin pazaryeri, çeşme, tiyatro, hamam gibi kent çekirdeğini oluşturan önemli yapılarının yanı sıra önemli tarihi kişiliklerine, sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi vb. temel özelliklerine değiniliyor.
Antik kentler, kısa süreli yolculuklarla birbirine bağlanabilecek bir ulaşım düzenine ve topoğrafyaya uyarak, sekiz bölgede alfabetik olarak sıralanıyor. "Marmara" bölgesi ile başlayan kitapta, Ege bölgesi "Ege", "İç Ege", "Güneybatı Ege"; Akdeniz bölgesi ise "Batı Akdeniz", "Orta Akdeniz", "Doğu Akdeniz" olarak üçer bölüme ayrılırken, "İç Anadolu-Batı Karadeniz" ise sekizinci bölgeyi oluşturuyor.