Bu kitap, Türkiye’nin kendi yerinde olmakla bile ne kadar etkili olabileceği realitesi etrafında düşünceler deniyor. Birbirleriyle ilişkili gördüğümüz konu alanları, sıkıcı olmayan bir üslupla serdedilmeye çalışıldı. İçeriden dışarıya gidip gelen ilgiler, sadece Türkiye gerçekliğinin farklı açılardan algılanmasını sağlamak için değildir. Zaten konunun ve konumumuzun tabiatı böyledir. Ayrıca kitap boyunca okur zihninin muhtemel yorulmaları, bu gidiş gidişlerde dinlendirilmek de istendi. Lozan’da İngilizlerin benzer sözlerinden sonra ABD başkanının baş danışmanı da ‘’ Türkiye kendi haline bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir’’ diyordu. Bu söz yanlış bir açıdan doğruyu ifade ediyor. Kendini, kendi halini yaşayan, kendi belliğini bulmuş bir Türkiye’nin, hangi şiddetle bir deprem üssü olduğu ‘’ One Minute ‘’ ihtarından sonra görüldü.