“Balkan’daki karamızı al kanınla sen bugün, şan rengine boyadın. O mağlûbiyet iğnesi, en nihayet ruhumuzu kanattı ve
bak şimdi, gülüyoruz, artık yalan saatleri hep dünün. Felâketler bazen böyle saadetler doğurur. Acılıklar tatlılığı iyi tatmak içindir.
Kin ateşi en kuvvetli haşmetleri eritir. Göğsün şişsin kahraman Türk, artık bizim şan, gurur. Düşmanının sana hürmet etmesini
istersen, çalış, terle, medeniyet perisine kucak aç...”
Buradaki patetik satırlar, 1915 yılında Türk Yurdu dergisinde yayımlanan bir yazıdan. Dönemin hınçla, intikam hissiyle ve
ölüm-kalım şiddetinde bir azimkârlıkla yüklü milliyetçi kalkışma ruhunu yansıtıyor. 1911-1916 yıllarında, yani Balkan Savaşları ile Dünya Savaşı arasındaki teyakkuz döneminde Türk Yurdu dergisini mercek altına alan bu çalışmada Ümit Kurt, Türk milliyetçiliğinin oluşumundaki ırkçı damarı ortaya koyuyor. Taner Akçam’ın kitaba yazdığı önsöz, Ermeni Meselesi’ni
“halletme” –ve şimdi de bununla yüzleşmeme– tarzının temelinde bu ideolojik oluşumun yattığına dikkatimizi çekiyor.
Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Halide Edip, Mehmed Emin Yurdakul, Ömer Seyfeddin, Celal Sahir, Mehmed Ali
Tevfik, Kâzım Nâmi, Fuad Köprülü gibi Türk milliyetçiliğinin kurucu aydınlarının metinlerinin ayrıntılı bir incelemesi yer
alıyor kitapta. Parvus Efendi’nin iktisat meselesine dair yazıları, başlıbaşına ilginç bir başlık oluşturuyor.