“Bu millet Keloğlan Masallarıyla büyüdü. Bir hatırla bakalım.
Sana anlatılan, senin de torunlarına anlattığın masallarda, hiç emekle, alın teriyle zengin olan var mıydı?
Sanki başka baş yokmuş gibi, hep Keloğlanın kel başına konardı talih kuşu.
Hooop Keloğlan vezir, ardından padişah.
Talih kuşu yoksa sihirli sofra, sihirli tokmak.
O da olmazsa Ali Cengiz Oyunu.
Ben işi çözdüm Tutiya cadısı.
Sıkıştım mı Cami hazır, minare hazır.
”Bunlar var ya bunlar…!” diye söze girip kemikleri bile toprak olmuş insanlardan başlayarak saydırdım mı;
“Bunlar camiye ayakkabıyla girdileeer!
İçki içtiler!”diye giydirdim mi; üstüne bir de bunca yıldır iktidarda olduğumu unutmuşçasına, türban sosu ekledim mi tamamdır.”
Malumzat