Belgrad’ın fethinde ve aynı zamanda Mohaç Muhârebesi’nde üstün gayreti olmuş bulunan Bâlî Bey, 1531’de Budin’i muhâsara ederek Avusturya ordusunu kovalayıp zafere ulaştıktan sonra, muvaffakiyetlerini sayıp dökerek, Kanûnî Sultan Süleyman’dan bir tuğ niyaz edince, pâdişah kendisini şöyle cevaplandırmıştır: “Berhudâr ol, Allah senden râzı olsun! Benden bir tuğ istiyorsun. Sana emîrü’l-ümerâlık veriyorum. Lâkin bu yaptıklarına güvenme, ve bir fânî kuldan herhangi bir talepte bulunarak kendini küçültme ve minnet altına girmiş olma!” Kıyâmete kadar değerinden kaybetmeyecek bu hâkanî cevap, üç günlük dünya nîmetleri peşinde şerefini, derûnî şâ-nını ayaklar altına almış kimselere olduğu gibi, bilhassa devlet çarkının yükünü omuzlamış olanlara verilmiş unutulmaması gereken îkazın ta kendisi değil de ya nedir?