1960’lı yıllarda göç ettiği Fransa’da örnek bir işçi, örnek bir aile babası, örnek bir Müslüman olarak aynı fabrikada kırk yıl çalışan Muhammed Limmigri o güne dek yaşadığı tekdüze hayatını allak bullak edeceğine inandığı emekliliğinin başlamasıyla birlikte Fransa’dan ayrılmaya karar verir. Koruyucu bir kabuk gibi sığındığı geleneklerine, doğduğu köyde ailesi için büyük bir ev inşa etme hayaline sıkı sıkıya sarılan Muhammed, kırk yıl boyunca kendisini hep yabancı hissettiği ülkeyi bırakıp anayurduna döner. “Aşırı yüklü bir kamyon”a benzeyen evinin verandasında bitpazarından aldığı eski deri koltuğa oturup çocuklarını bekler. Oysa onu bekleyen bambaşka bir şeydir.
1987’de Kutsal Gece romanıyla Fransa’nın en önemli edebiyat ödülü olan Goncourt’u kazanan Fas asıllı edebiyatçı Tahar Ben Jelloun, Ülkemde ile sözü Avrupa’ya çalışmaya giden binlerce göçmen işçiden birine veriyor. Kendi kültürüyle yaşadığı toplumun değerleri arasında kalan bir göçmenin çıkmazlarını Doğu masallarının büyülü diliyle anlatıyor. Bir ailenin farklı kuşaklarının beklentileri üzerinden değişim sancıları yaşayan Fransız ve Arap toplumlarına ayna tutuyor. Yalın, çarpıcı bir anlatıyla dışlanmışlığın ve yabancı olmanın sınırlarının ne denli genişleyebileceğini gösterirken okuru kendi hayatının iplerini hiçbir zaman eline alamamış bir adamın umarsız bekleyişine ortak ediyor.