Yazıcı, ortalığı zehre boğduktan sonra, tehlike hâlâ gitmemişse, yaptığı en iyi şey en sonunda kendisini zehirleyip öldürmesi. Ama okurluk, zaten sürekli bir zehirlenme süreci değil mi?...
O dünyada hangi akrebin kıskacına düşmüşse, artık akrep türlü cilvelerle, çeşit çeşit kelime oyunlarıyla, türlü demagojilerle, bin bir retorikle işine vakıf olduğunu gösteriyor.
Ve okur, kimin tecavüzüne uğruyorsa namusunu bir de ona teslim etmenin gururuyla yeni şehvetlere yelken açmakta. Tatlı bir büyü var bu tecavüzde.. uğrandıkça şehvetler kabarmakta, okuyucu yeni
maceralara heves duymakta... Umurumda Dünya, okuyucuyu bu duyguları yaşamaya davet ediyor...