Hüseyin Akte, bu toprağın hikâyelerini yazıyor. Doğup büyüdüğü coğrafya, o yöre insanları hikâyelerinde yer buluyor. Yaşanan acılar, yokluklar, sıkıntılar ve kimsesizlik… Anadolunun yanık yürekli, güngörmüş insanları ile bir kez daha tanışıp yakınlaşıyoruz. Keder yüklü olsa da daima umutlu. Karanlığı, bencilliği, bunalımı değil; ışığı, paylaşmayı ve dostluğu okuyoruz.
“Gözlerim Yolda Kaldı”, “Susuz Günlerden Sonra”, “Dalları Bastı Kiraz”, “Bit Yoklaması”, “Kanlı Bahçe”, “Yitik Mustafa”, “Mülazım”, “Bahçeli Kahve”, “Kara Tren Gelmez mi Ola”, “Ateşler İçinde Üskül”, “Çıngırak”, “Tarhana Derler Adıma”, “Dedemin Bahçesi”, “Çamurun Halleri”, “Kırık Bisiklet”, “Helal Para”, “Bir Yol Hikâyesi”, “Değirmen Günleri” isimli hikâyeleri yer alıyor bu kitapta.
Anlatımda kurgudan ziyade yaşanmışlık belirgin. Sade, yalın bir dil tercih edilmiş. Gündelik hayat daha çok bir olay odağında anlatılmış. Anılardan kaynağını alıyor hikâyeler. Bu yönüyle içeriden bir bakış ile olup bitenler değerlendirilmiş. O yitik çağ denilen çocukluk günleri hikâyeleri temellendirmiş.
Bir güzellikler, iyilikler toplamı: “Üskül Hikâyeleri”