İslam aleminin Akdeniz uygarlığındaki büyük rolü, İskender istilasının Hindistan'a kadar götürdüğü Yunan etkilerini benimseyerek, zenginleştirerek, ona yeni öğeler katarak Batı'ya aktarması olmuştur. Bu büyük uygarlık değiş tokuşu 8-9'uncu yüzyıllarda Batı'dan Doğu'ya, 12-13'üncü yüzyıllarda Doğu'dan Batı'ya daha doğrusu İslam Akdeniz uygarlığından Hıristiyan Akdeniz uygarlığına doğru gerçekleşmiştir.
Eski Mısır, Mezopotamya ve Ege sayacağı üzerinde gelişen Akdeniz uygarlığı Grekler eliyle Roma ve Güney Avrupa'ya Anadolu ve Mezopotamya eliyle bir aralık Hind'e kadar uzanmış, böylece biri doğuda Irak ve Anadolu, öteki batıda Latin âlemi olmak üzere ikiye bölünmüş, yine de aynı geleneği sürdürmekten geri kalmamıştır. Sonraki yüzyıllarda kuzeyden katılan Germenler, Slavlar, Türkler, güneyden katılan Araplar ve Berberilerle genişleyen, içerik bakımından zenginleşen, bu uygarlık, ilk kökleriyle ilgisini yitirmemiş, yeni aşılarla güçlenerek süregelmiştir.
Bütün bu köklü değişimler, oluşumlar, yapıtta çok ayrıntılı olarak görüleceği gibi, Doğu ve Batı tarihin genellikle büyük çeviri etkinliklerinin sonucudur.