Uygarlık bir ışıldaklar dizisidir, geçmişten geleceğe doğru dizilmiş, birbirini izleyen sıradağlar gibi. Bu dizide yer alanların sayısı çoğaldıkça dizinin aydınlatıcı gücü, yaratıcı özü pekişir, düşünen başlar aydınlanır, toplumlar birbirini besler. Çağdaş uygarlık başlangıçtan beri böyle bir dizinin birbiri ardınca yükselen doruklarıyla etkinlik kazanmış, bugünkü başarı aşamasına ulaşmıştır. Böyle bir ışıldaklar dizisinde yer alamayan toplumların ne denli çöküşe sürüklendiğini, başkalarına el açarak ayakta durmaya çalıştıklarını üzüntüyle görüyoruz.