Hitler ve Mussolini’yi yan yana düşünmek olağan, peki ya onları Roosevelt’le birlikte düşünmek?
Faşizm ve nasyonalsosyalizm rejimlerini birlikte anmaya alışığız, peki ABD’nin iki dünya savaşı arası dönemde izlediği New Deal rejimini onlarla aynı sıraya koyabilir miyiz?
Uzak Akrabalar, faşist-totaliter rejimlerle liberal-demokratik rejimleri aynı kaba koymaksızın, 1930’lardaki şaşırtıcı ortak noktalarını
gösteriyor bize: Topyekûn savaşa ayarlanmış toplum ve ekonomi düzeni; kitleleri “avcunun içine almaya” dönük propaganda teknikleri; lider kültü; dev ekonomik projeler; anıtsallığa olan düşkünlük; kırkent, bahçe-şehir idilleri ve toprağa dönüş mitolojileri…
Bu rejimlerin sürekli birbirlerini gözlediklerini, bir yandan eleştirir veya kınarken, bir yandan birbirlerinden emsal de aldıklarını görüyoruz. Tarihçi Wolfgang Schivelbusch, bu çarpıcı mukayeseyi yaparken, son derece canlı örneklerle, kapitalizmin 1930’lardaki büyük krizini ve dönüşümünü ortaya koyuyor. Billûr gibi bir zamanın ruhu kitabı...