İnsanın varlığıyla başlayan suç işleme dürtüsünün sonucunda bazılarının diğerlerini rahatsız etmesi ve haddini aşmasıyla ortaya çıkan eylemler, her toplumda olağan bir biçimde görülmüştür. Osmanlı’da da her toplumda olduğundan daha yaygın bir suç eğilimi, en azından 16. yüzyıl Bursa’sı için söz konusu değildir.
Osmanlı Devleti, İslam medeniyetinin bir mensubu olması hasebiyle diğer İslam devletlerindeki güvenliği sağlama yöntemlerini, kendine has özelliklerle harmanlayarak asayişi temin edebileceği bir düzen kurmuştur. Bu düzen kanun koymadan kolluk kuvvetlerine, suçluların yakalanış biçiminden, cezalandırılışına kadar Osmanlı’ya has bir renk taşır. Osmanlı Devleti kurduğu mahalle düzeniyle toplumu birbirinden sorumlu bireyler haline getirerek suçu mümkün olduğunca önlemiş, kuvveden fiile çıkmasına büyük oranda engel olmuştur.
Bu kitapta, Osmanlı’nın muhteşem yüzyılı olarak adlandırılan, ama aynı zamanda duraklamanın da başlangıcı olarak gösterilen ve şüphesiz klasik düzenin en iyi anlaşılabileceği yüzyıl olan on altıncı yüzyılda devletin ilk başkentliğini yapmış olmanın asalet ve vakarını hala üzerinde taşıyan Bursa şehrinde asayiş problemleri ve asayişin nasıl sağlanmaya çalışıldığı inceleme konusu yapılmıştır.