Nurgül Çelebi’nin her bir satırını hissederek yazdığı bu romanı okuduktan sonra günlerinize anlam katmak için daha fazla uğraşacağınızı biliyoruz. Dünleri saklarken yarınlara uzanmak ne kadar mümkün, bunu sorgulayacaksınız, eminiz!
yine de gerçeklere beyaz, ama bembeyaz anlamlar katmak sizi simsiyah kâbuslardan ne kadar uzak tutar; bunu bilmemize imkân yok.
"Gerçekler hiç bu kadar acıtmamıştı. kâbuslar her ne kadar ürpertici olsa da, hayallerin karanlık yüzünü yansıttıkları için daha tatlı geliyordu. ya da gerçekten mazoşistim… ama bir şeyden kesinlikle eminim. gerçekler beyazdı. sahte ve ihanet dolu, tıpkı ben gibi… Kâbuslarsa siyahtı. korkutucu ama güven d olu, ölüm gibi… bu yüzden siyahı beyaza; kâbusları gerçeklere tercih ederdim. elimde olsaydı…"