Sevgili Vasfiyem, aziz yavrularım,
Size mal-mülk, servet bırakmadım. Bütün hayatım boyunca bir tekaüdiye maaşı bırakmaya çalıştım. Tecelli eden adalet onu da kuşa çevirdi. Ne yapayım. Kader böyle imiş. Yalnız, size şerefli, namuslu, erkek bir ad bırakabildim. Hiçbir zaman başınız yere bakmayacaktır. Bununla müteselliyim. Siz de bununla iftihar edeceksiniz.
Tevfik İleri
27 Mayıs 1960 Darbesi’nin ardından Yassıada Mahkemelerinde belki de Türkiye’de her demokrasi tartışmasıyla gündeme gelen/gelecek olan olaylar zinciri vuku bulmuştur. Mahkeme sonucunda ise; biri başbakan ikisi bakan olmak üzere üç kişi idam edilmiş, diğer bütün sanıklar ömür boyu hapisle cezalandırılmıştır. Ömür boyu hapis cezasına mahkûm olanlar arasında Ulaştırma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Başbakan yardımcılığı yapmış, Tevfik İleri de bulunmaktaydı.
Tevfik İleri, büyük bir aşkla bağlı olduğu eşi Vasfiye İleri’den ve canı gibi sevdiği çocukları Cahide, Cahit ve Ayşe’den devlet işleri dışında ilk kez bu yargılanmalar ve hapis sürecinde ayrı kalmıştı. Artık ailesiyle iletişimini 50 kelime ile sınırlı mektuplarla yapıyor, bütün hasret ve özlemini, ailesi tarafından büyük bir heyecanla beklenen bu mektuplar vasıtasıyla gideriyordu. Tevfik İleri, Yassıada’da bulunduğu süre zarfında hemen hemen her gün ailesine mektup yazmıştır. Takriben 400 adet olan bu mektupların çoğunluğu hayatının aşkı eşi Vasfiye İleri’ye aittir. Ara sıra büyük kızı Cahide’ye, kendi tabiriyle kendisinden “daima sabır, vakar, sükunet” beklediği oğlu Cahit’e ve küçük kızı Ayşe’ye de mektuplar göndermiştir.
Vasfiye İleri’nin de mukabil mektuplarının bulunduğu Yassıada’dan Mektup Var kitabında; yürekleri “önce vatan” diye çarpan birbirlerine aşık iki insanın acı hikayesini, kendi kalemlerinden okuyacaksınız.