Çok yüzeysel ve hızlı gelişen anların sadece karanlıkta, karanlığa çalan aydınlıkta ve yalnızlıkta durgunlaşıp, derinleştiği görülmüştür. Sessizlik ve karanlıkla beraber bilincin çöktüğü her gece kişi asıl benliğine kavuşabilir ve kendini dinleyebilir. Gün sizi tutsak almışken beyniniz o kadar meşguldür ki, bunu iyi biliriz. Yaşam kaygısı, barınma kaygısı, gelecek kaygısı, çevrenizdeki insanların temasları, o insanların hayatları, hayatlarındaki zorlukları, zorluklarla başa çıkmaya çalışmaları, bu tekdüzelik, bu gidişat, bu saçmalık silsileleri… Çoğu sıkıntının ve yıpranmışlığın izlerini yüzünüzde göründüğü için sayın okuyucu, güneş ışığının değdiği hiçbir saatte bu kitabı okumamanızı tavsiye ediyorum. İnsan içinde ve gündüz vaktinde okununca bu metinlerin saçmalığı ve anlamsızlığı sizi rahatsız edebilir. Eğer ki gecenin bir yarısı okursanız ve yine metinlerin saçmalığı, anlamsızlığı sizi rahatsız etmişse sayın okuyucu, ertesi gece tekrar deneyin. Yaşantılar birbiriyle kesiştiğinde ve aynı vagonda yola çıkıldığında, eminiz bu saçmalıklardan biri bile size anlamlı gelebilir.