İyileşemeyen yaraların kabuk tutma sevdaları gibidir ayrılıklar. Hep umut… Hep umut… Hep umut…
Sevda kokusundan kimseye zarar gelmez.
Vur, yumruğuna güller dolansın Vur, güllere bülbüller inansın Vur, iki gözüm sevda için Vur ki gönül aşkı kavga
sansın
Musalla kenarında, hatıralar da el bağlayıp dururken neyi unutur insan, ne kadar unutur insan?
Nazlıysa her genç kız örmeli ve örtmeli o saçları. Örmeli ve örtmeli ki öyle kolay tutunmasın her sevda eri; helali
olan açsın bir bir saçların telini.
‘İnsanı en çok kendisi sever.’ Kendisine de bir gün küserse nice olur ki hâli?
Başı kavak yellerine serilmiş gençler gibidir yüreğim. En olmadık aşkların figüranı gibidir ki yüreğim, ağlar daima
sokak başlarında.