İslâm Medeniyeti'nin inanç ve gaye temelini, bizzat elleriyle helvadan yaptıkları putlara önce tapıp, sonra da karınları acıkınca yemek derekesinde bir zihnî sefaletten, kendisini kabulle çok kısa bir zaman dilimi içinde insanlığın Kıyamet'e kadar mürebbîleri olmaya yükselen çekirdek bir cemiyetin kutlu fertlerinden Rebî' b. Amir'in devrin Sasanî İran orduları komutanı Rüstem'e söylediği şu sözler oluşturmaktadır: "Biz, insanları yerlerin basıklığından göklerin enginliğine, kullara kulluktan bir Allah'a kulluğa ve sahte dinlerin zulmünden İslâm'ın aydınlığına çağırıyoruz."