AIDS virüsünün bulaştığı bütün hemofili (kan dinmezliği) hastalarından yararlanmamanın aptallık olduğunu düşünürdü. Ona bakılırsa, bunlar en kusursuz katillerdi. Zaten ölmüş oldukları için hiçbir şeyden korkuları yoktu. Eşcinsel olmadıkları için, her zaman işe yarayabilirlerdi. Onları cinayet işlemeye iten de bu güçlü haksızlığa uğramışlık duygusuydu. Devletin verdiği ödeneklerle, kolay kazanılan paranın tadını almışlardı zaten. Üstüne üstlük cinayeti işledikten az sonra öleceklerdi..." Patrick Besson Zengin Kadın'da yazgı ya da rastlantının tuzağının nasıl insanların tuzağına dönüştüğünü anlatıyor. `Cinayet romanı'na özgü ortam ve tipler; Paris sosyetesi; AIDS'li yakışıklı katil, zengin estetik cerrahı, eniştesinin ortağı ve ablasına âşık bir doktor ve Natalie Forrest adlı geçkin bir nemfoman, yazgıyı elinde tutan ve onunla oynayan Zengin Kadın. Bütün ağırlıkları, safraları atılmış, yalın, saydam, ironik, çırılçıplak bir roman.