E-Dergi

Oldukça keyifli ve sürükleyiciydi. Kapak tasarımı ne kadar iyi seçilmişse, romandaki olay akışı ve cümleler de aynı titizlikle ele alınmış. Son sayfasına kadar heyecan bir an bile olsun kesilmiyor. Bir polisiye romandan beklediğiniz ne varsa, K.A.N.'da bulabilirsiniz.

son dönemde okuduğum en iyi polisiye romanlardan biriydi diyebilirim. Tempo bir an bile düşmeden süre gelen bir gerilim ve hiç ummadığınız sürpriz bir finalle batılı rakiplerine taş çıkartacak yerli bir polisiye-gerilim romanı sizi bekliyor. Bu arada olayların İzmir'de geçmesi de ayrı bir renk katmış.

Kurgu olarak son donemde okudugum Hüddam'a benzettim diyebilirm. Bence Ahmet Umit'in romanlari arasinda polisiye turune en yakin denebilecek roman bu olmus. Tabi romanin dilinin akicili her zamanki gibi kusku goturmez bir gercek.

''Türkler senfoniden ne anlar?'' ya da ''Bizim ülkemizde de sizin ülkenizde olduğu gibi bir sürü sarhoş var.'' gibi pk çok önyargıyla dolu bir roman. İyi romanlar karakterler, kötü romanlarsa bizzat yazar hakkında fikir verirmiş. Ben bu romandan yazarın gözünde bir yudum içki bile içen birinin alkolik damgası yediğini anladım ve çok üzüldüm. ''Türkler bekletilmeye alşkındır. '' cümlesi de yazarın yurt dışında geçen olayları yazmaya hevesli olmasına rağmen buradaki Türklerin nasıl davrandıkları ile ilgili en ufak bir fikri bile olmadığını anladım. Kısacası araştırma yapılmadan, empati kurulmadan kaleme alınmış bir mamtörlük abidesi. Bunun yanısıra cümleler çok kötü. Olay hiçbir yere gitmiyor. Ana hikayeye etki etmeyen bir sürü yan olay var. Diyaloglar hiç gerçekçi değil. Hiçkimse o diyaloglardaki gibi konuşmaz. Roman gerçekten de hem karakterleri hem de ykurgusu ile fantastik bir dünyanın eseri olmuş. Thule tarikatı ile ilgili anlatılanlar ilginti ama keşke internetten bulduğu gibi romana kopyala yapıştır yapmasaydı. Cümle düşüklüklerine ve yanlış kullanılan deyimlerin bolluğuna baktıkça, yazarın nasıl edebiyat öğretmeni olduğuna da şaşırdım doğrusu.

''cinayet işlediğinden şüphelenen ve bu yapıda olmayan biri neden Fatih'i, Osmanlı'yı ya da İstanbul'u düşünsün ki? Bir cinayet işlediğini düşünüyorsan bütün aklın ve zihnin bunla meşgul olur, nasıl kendini kurtaracağını düşünürsün'' dedirten, havada kalmış bir kurguya sahip olan, kanımca gerçek hayatla örtüşmeyen bu nedenle de polisiye sayılamayacal bir roman. Yine de akıcı dili sebebiyle okunabilir.