E-Dergi

Makale-roman tarzı yazılmış,çok güzel ve orjinal tespitlerle dolu bir kitap.Fakat Marx ile İslam'ın bazı ortak değerleri ile ilgili bazı tespitler çok iddialı maalesef.Kendi bakış açıma göre bu kısım hariç kitabın içeriği ile ilgili başka bir olumsuzluk yoktu.Biyolofili ve nekrofili ile bunların üzerine inşa edilen diğer görüşler orjinaldi ve okuru ciddi anlamda düşünmeye zorluyor.Kitabı okurken beyin fırtınası yaşıyorsunuz.Ancak bu görüşleri ve düşünceleri 600 küsur değil de 400-500 sayfa ile anlatmakta pekala mümkündü.Herşeye rağmen okunması hatta defalarca okunması gereken bir kitap,tavsiye edilir...

Köse kadının devamı niteliğinde yine harika bir roman.Aslında köse kadının son bölümlerinin daha ayrıntılı incelenmesi de denilebilir bu kitap için.Tadı damağımda kalmıştı ilk okuduğum zaman.Hiç bitmeseydi dediğim 2 romandır köse kadıyla beraber.Keşke yazarının daha çok kitabı olsaymış,keşke kendisinden daha çok faydalanabilseydik...

Harika bir kitap.İstihbarat savaşları,casusluk faaliyetleri ile doldurulmuş fevkalade güzel bir tarihi roman...Osmanlı'nın tüm haşmeti ile Avrupa'ya mührünü vurduğu yüzyıllarda Macaristan'da üs kurmuş olan Osmanlı istihbaratının bir avuç yiğit ile tüm Avrupa'nın arşidüklerini,kontlarını,derebeylerini,mareşallerini dize getirdiğini konu alan ve hayatımda okuduğum en güzel roman...Kitap hacimsiz gibi görünmesine rağmen akıl oyunları ile dolu.Bazı şeyleri siz düşünüp bulmalısınız yoksa havada kalabiliyor kitap.Tarihe ilgi duyan ve Osmanlı insanının ne fedakarlıklarla "İlay-ı Kelimetullah için Nizam-ı Alem" ülküsü için çabaladığını merak eden herkese tavsiye edilir!

Öncelikle şunu belirteyim,ağır bir kitap.Yazar bazen öyle gereksiz betimlemelere ve ayrıntılara dalıyor ki,ne demek istediğini anlamıyorsunuz bile.Bunun üzerine aşırı derecede berbat bir çeviri eklenince saç baş yoldurtuyor kitap."Onu çok gönençli ve erinç gördüm" gibi saçma sapan cümlelere sıkça rastlamak mümkün.Fakat bunca kötü yöne rağmen sabırla (ve özellikle ilk 100 sayfa) okumaya devam ederseniz kitap ilgi çekici hale gelmeye başlıyor.Ortaçağ Avrupa'sındaki gizli örgütleri ve bunların birbirleri ile olan ilişkilerini roman tarzında inceleniyor. Açıkçası,o çağın insanına ve kurumlarına yönelik bir zihin analizi olmamasını yadırgadım.Bu kadar hacimli bir eserin,bu kadar ayrıntının içerisinde mutlaka buna da değinmeliydi yazar.Dolayısıyla polisiye tarzı roman okumaktan öte kitabın size katacağı çok fazla birşey olmuyor.Fakat bunca eleştiriye rağmen kitabın hala okunabiliyor olması sürükleyiciliğinin muhteşem olduğunu da gösteriyor.

İlk kitapta Türkiye'nin ve Türk insanının çıkmazları anlatılırken bu kitapta çözüm noktaları bazen üstü kapalı-fantastik bir biçimde bazen de oldukça gerçekçi bir şekilde sunuluyor.İlk 50-100 sayfadaki astronomik açıklamalar astronomi bölümünde okuduğum için bana çok basit geldi fakat herkes böyle düşünürmü bilemeyeceğim.Bu konuda Alev Alatlı keşke ortalama bir Türk insanının seviyesine inebilseydi.
İlk kitapta sıkıldığım sayfalar olmuştu fakat bu kitap daha akıcı.Fantastik bir şekilde anlatılan kimi olayları siz kendiniz düşünerek günümüz Türkiye'sine yormak zorundasınız.Çünkü bu kitabın fantastik yönü daha ağır basıyor 1.'sine göre.
Okunması gereken bir kitap.Çünkü Schrödinger'in kedisi serisi insana orjinal fikirler veren nadir kitaplardan.