Yazarın kalemini çok seviyorum. Bu okuduğum üçüncü kitabıydı ve diğerleri okunmayı bekliyor.
Yine geçmiş ve gelecek arasında yoğun duygular yaşatan, hüzünlü bir okuma oldu. Konusundan kısacık bahsedecek olursam;
İlk kahramanımız Clara 1929'da statülerine uymayan Bruno ile beraber olduğu için öz babası tarafından akıl hastanesine yatırılır. Burada onu çok zor yıllar bekler.
İkinci kahramanımız İzzy(İsabelle) 1995 yılında koruyucu ailesiyle yaşamaktadır. müze kürütörü olan üveyannesi Page ve üveybabası Harry ile Willard akıl hastanesinde yaşayan hastalara yönelik bir araştırma yaparlar. Bir sandıkta İzzy'nin bulduğu günlük, günlüğün sahibi Clara'nın yazdıklarını okuyunca onda kendini bulur. İzzy öz annesinin akıl hastası olduğunu ve öz babasını öldürerek hapiste yattığını düşünmektedir. Yanıldığını geçte olsa öğrenir.
Muhteşem bir kitaptı gönülden tavsiyemdir.