Demir Ökçe (Karton Kapak) Hakkındaki Yorumlar

ezen ve ezilenin dünyası her yerde aynı.okuyun bakın fark varmı?...

Nefis bir çeviri roman. Jack London, romanını ideolojik kaygılar taşıyarak yazmış olsa da kurguyu oldukça ilgi çekici hale getirmiş ve romanını temel insani meseleleri de ele alarak yazmış. Bu yayınevinin çevirisi de romanı ayrıca okunur kılmış. Bir başyapıt... Vaktiniz varsa kaçırmayın, okuyun, derim.

Ezilen işçi sınıfının yaşadığı acılar anlatılmış kitapta.. Amerikan sömürü düzeninin sonucu olarak ortaya çıkan trajik yaşamlar..Jack London kalemi çok güçlü bir yazar. Çok beğenerek ve büyük bir keyifle okudum herkesin okumasını tavsiye ederim.

Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap diyebilirim şiddetle tavsiye ederim...

Distopyanın babası diyebileceğimiz bir kitap. Toplumun bir kısmının neredeyse tamamının ezilmesini ve sınıfsal üstünlüğün getirdiği sorunları görüyoruz bu eserde. İlk başta gerçek olup olmadığını konusunda iyice kafam karışmıştı ama sonra anlayabildim ki değil. Tabii ki bunlar gerçekleşebilecek veya gerçekleşmiş olaylardır.

Karl Marks'ın öngörülerinin kurguya dökülmüş hâli olmuş âdeta.

Jack London her eserinde okuyucuyu kendisine mükemmel bağlıyor bu da onlardan birisi

Güzel diyalogları barındıran ve mücadelenin zorluğunu hissettiren güzel bir eser.

Mükemmel bir kitap. Sınıf farklılıklarını gözler önüne seren ve bir çatışmanın içinde kalacağınız Distopya türünde bir kitap

Jack London klasiklerine bayılıyorum. Şu ana kadar okuduğum bütün kitaplarını yıldızlıyorum

Dönemin egemen gücüne karşı verilen mücadele güzel ve akıcı bir şekilde anlatılmış.

Hak, hukuk, bağımsızlık, sosyal adalet ve eşitlik, daha iyi yaşam vb. istek ve düşüncelerden bahseden insanların başlarına gelenler, ezilen ve sömürülen işçi ve emekçi kesimi, satın alınan sendikalar ve patronlar, bunların bekçiliğini yapan din adamları ve adalet sistemi...

Kitapta anlatılan olaylarla günümüz toplumunun pek farkı yok gibi.

martin eden kadar güzel değildi üzgünüm

Okudukça , kitapta anlatılan hadiselerin şimdinin Dünyasındaki izdüşümlerini tasavvur etmek çok da zor olmuyor.Gayet güzel bir kitap

Distopik bir kitap olduğunu gördüğümden beri okumak istedim bu kitabı. Bu tarz kitapları ve yaratılan dünyaları seviyorum. Çünkü yönetimlerin, idareyi, iktidarı elinde tutanların halkı baskılaması fikri bana çok gerçek geliyor artık. Bu kitapta da gerçekle bağlantılı bir sanal evren var. Toplumdaki tabakalaşmayı, işçi sınıfını, iktidarın sahibi oligarkları, devrim yapmayı hedefleyen kitabımızın baş rolündeki karakterleri, sosyalizmi, marksizmi, kapitalizmi, emeğin sömürülmesi fikrini aslında didaktik sayabileceğimiz bir şekilde anlatıyor. Anlatırken öğretiyor, öğretirken düşündürüyor. Geleceğe dair fikirlerini okuyoruz yazarın zira 26. yüzyılda geçiyor olay örgüsü. Ama ileriye dönük fikirlerin ve yazılmış öngörülerin, kitabın yazıldığı 1900'lü yılların başını da bugün yaşadığımız dönemi de kapsıyor olması ürkütücü derecede başarılı.

Dünün distopyası günümüzdür, bugünün distopyası ise yarınımızdır.

Bu kitap bir çok övgüyü hakediyor! Açık ara Jack London eserlerinin en iyisi.

Demir Ökçe, kapitalizmin toplum üzerindeki etkisini ve sosyalizmle olan savaşını okuyuculara sunuyor. Yazarın gerçek dünyaya oldukça paralel olarak kurguladığı dünya işçi sınıfını, toplumun alt tabakasını ve alt ve üst tabaka arasındaki büyük uçurumu çok güzel gözler önüne seriyor.

Kapitalizmin ve getirdiği despotluğun, nasıl işlediğini, çarkların işleyişindeki acımasızlığı gösteren bir eser. Günümüzde dahi olayların nasıl işlediğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Kitabın yayınlanma tarihi dikkatinizi çekebilir

sosyalizm ve oligarşik sistemi çok akıcı ve sürekleyici bir şekilde anlatan bir kitap nasıl bitiyor hiç fark etmiyorsunuz ve hep devam etmek istiyorsunuz..

Basarili bir kapitalizm eleştirisi

İşin başında Jack London varsa düşünmeden alıp okuyun .

Distopya edebiyatının ilk örneği... Kurgusu harika.. Felsefe çözümlemeleri çok güzel... Yazarın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum...

Distopya sevenler için, ilk örneklerinden olması açısından okunabilir.

İlk distopya olmasından ötürü önemli bir kitap

Bence modern klasiklerin göz bebeği olan ve klasiklere bambaşka açıdan bakmamı sağlayan işçi sınıfı ve iş verenler arasındaki kavgayı anlatan, insanların çıkarcılığına da değinen çözümü sosyalizm de arayan, hayatın gerçeklerine yüz çeviren ve elde ettiğimiz kullandığımız benimsediğimiz eşyaların kıyafetlerin veya kullandığımız herhangi birşeyin başkalarının emeklerinin çalınarak elde edildiğine vurgu yapan süper bir akıcılıkta akan ki bana göre modern klasiklerin çizgisinden biraz daha farklı olarak gerçekleri açıkça yüzümüze vururcasına anlatan muhteşem bir kitap. Öyleki kelimelerim yetmez bu kitabı anlatmaya sadece okuyun... ve kendinizi satırların büyüsüne bırakın

Ne kadar kurgu olsa da bilinçaltında gerçekleri uyandırıyor. Zaten bunların açıkça dile getirilmemesi daha dikkat çekici. Sürükleyici ve ilgi uyandıran bir kitaptı. Kitabı bitirince günümüzü, günümüzdeki değerleri, ülkenin ve sistemin gidişatını gösteriyor ve düşündürüyor bize. Biraz geç okusamda okuduğum için mutluyum ve tavsiye ederim.

Bütün eserleri gibi bu da çok güzel

Hiçbir distopik eser bu kitabı okuma tadını vermedi… Kitapta bir paragraf var kolunu kaybetmiş bir işçi için patrona yazarın söylediği. Hatırladığım kadarıyla diyor ki: şu içtiğin çorba var ya, kaşıktan damlayan çorba, siz o işçinin kolundan damlayan o kızıl kanı içiyorsunuz aslında! Bunun gibi bir şey olsa gerek ve beni çok etkilemişti…

Okuduğum ilk kitap diyebilirim. Öncesinde başka kitaplar okumuş olsam da içimdeki kitap açlığını ortaya çıkaran ilk kitap budur diyebilirim. Etkileyiciliği ve gerçekçiliğiyle gerçekten muhteşem bir kitap. Kendi hayatınızın ötesinde başka hayatların içine girebildiğiniz nadir kitaplardan biri.

1907 yılında yazılmış bir kitap içinde bulunduğu yüzyılda olacakları nasıl böylesine öngörüp anlatabilir gerçekten dumur ediyor insanı. Okurken yaşanmış tarihi yazdığını sanmayın. Yaşanacakları yaşamış yazarımız. Mutlaka başucu olacak bir kitap...