Simyacı (Ciltsiz) Hakkındaki Yorumlar

İnsan bu kitabı bitirince ister sitemez aklına şu soru geliyor;
Bu kitabın bu kadar ünü hakedecek nesi var?Bunun gibi bundan daha güzel onlarca kitap okuduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.Bir romandan daha çok felsefe kitabı

İşte yazarın en kafa karıştırıcı kitabı bu bence. Çünkü çok fazla abartmış bence bazı olayları. Yani Coelho’nun yazısı akıcı ama konu biraz aşmış onu. Yani romanları iyi falan ama felsefeye bulaşmasa iyi olur. Pek becerememiş.

Kadere nasıl egemen olabilirim,mutluluğun yakalanması zor mu?gibi sorulara yanıt bulmaya çalışan hayat ve ahlak rehberi diyebilirm eser için...Simyacı yanlışlara kapanan gözler arasında doğruyu bulmak isteyen ve her an açık olan bir göz ile bakıyor...bir tür Kutadgu Bilig düşünclerime göre ...bütün okuyucularımıza tavsiye ederim...

binbirgece masallari tadında yazılmış bir keşif kitabı. hayatı ve kendini keşif.. okumaya değer..

Bu kitabı tavsiye üzerine okudum.Fakat hiç hoşuam gitmedi.Soyut bir kitap.Bence vaktinizi bu kitapla harcamayın...Okuyacak daha önemli kitaplar var çünkü...

Valla bir yerlerinde islamiyeti kötülüyor gözüyle baklmak istemiyorum,onun dışında güzel kitap.Hırıstiyanlık müslümanlık açısından bakmayın kitaba,hrıstiyanlığın zaaflarını inceleyyen bir sürü kitap var zaten.O açıdan kitabı eleştirmeye gerek yok

romanı bir tavsiye üzerine okudum.ve inanılmayacak kadar etkilendim.santiago'nun ne olursa olsun hazneyi aramak için mısıra kadar gitmesi ve simyacıyla izlediği yol beni çok etkiledi.paulo coelho'nun kitabının bu kadar satmasıa şaşmamalı

ETKİLEYİCİ

Sürükleyici,etkileyici,gizemli,özel bir kitap herkese önerilebilir. her sayfada acaba ne olacak diyorsunuz. Diğer kitaplar gibi abartma yok. Herkese tavsiye etmekten başka çarede yok.

bu kitabı elime aldım ve bitirdim öyle sürükleyici öyle güselki herkes okumalı büyük küçük herkes herkesin alacağı bi mesaj var mutlaka görüşün bakışın değişiyor adeta paolu coelho ya teşekkürler bu arada ben veronika ölmek istiyor uda okudum oda süper bir kitaptı

sanırım bu kitabı altı yedi yıl önce okumuş olmam lazım..o zaman çok begendiğim ve yıllardır unutamadgım,yzar ne kadar kötü eserler verse de yalnızca bu kitabı için ona sadık olmamı sağlayacak kadar güzel bir kitap.kurdusu çok güzel,dünyanın her taraından çeşitli kültürleri de agzınıza bir parmak bal çalarcasına ufak ufak anlatıyor..belki okunmak için en mükemmel kitap degil ancak hayatı anlamsız buldukça şöyle bi tekrar okumanız daha anlamlı bir hayat yaşamanızı ve daha huzurlu olmanızı sağlayacaktır..karşınızdaki sadece bir kitap degil,sayfalara sıkışmış bir dünya...

Ben bu kitabı yıllar önce okudum. Genellikle okuduğum kitapların içeriğini, başını, sonunu çabuk unuturum. Unutmamam için beni çok etkilemiş olması gerekir. Fakat SİMYACI benim okuyupta aklımdan silinemeyen nadir eserlerdendir. İnanınki bu kitap sizi çok saracak, bitirene kadar elinizden düşüremeyeceksiniz. Beni en çok sonu etkilemişti. Hala da çok net hatırlıyorum. Kısacası bu kitabı okumadıysanız bir an evvel elıp okuyun, pişman olmayacaksınız.

Masalımsı anlatımının dışında kişisel gelişim kitap yazarlarını kıskandıracak öğütlerle donanmış bir kitap. Eminim ki bu kitabı okuyan herkes kendi "Kişisel Menkıbe"sinin peşinden gidecek.

Simyacı bir Paolu Coelho klasiği.Bu konuda yazılmış olumlu yorumların tümüne katılıyorum.Kitap öylesine akıcı ve içerisine hikayeler katılarak öyle güzel bir anlatımla yazılmış ki zevkle okuyacağınıza inanıyorum.

güzel bir kitap.bir solukta okumuştum.islamiyeti kötülüyor diye düşünüyor olanlara katılmıyorum.bence verdiği mesajlar çok güzel beni en çok etkileyen;sen yeterki iste tüm kainat sana onu vermek için çalışacak yada yaşama olan sevgi ancak bu kadar güzel anlatılabilinirdi.

Kitap,dusunceleriniz ne olursa olsun sizi dusunmeye surukluyor. Iki adet tastan (Urim-Tummim) yola cikarak hayatinin cok onemli kararlarini veren bir adam ve ondan yana olan sansinin oykusu.. Aslinda okunmasi gereken felsefik bir oyku.

Çobanlar,tıpkı denizciler ve gezgin satıcılar gibi kendilerini yeryüzünde başıboş dolaşmaktan vazgeçirtecek somut ya da soyut bir varlığın mevcudiyetinden haberdardır.İspanya'dan kalkıp Mısır'daki piramitlerin eteklerinde kişisel menkıbesinin hazinesini aramak için yola düşen çobanımız,kalbinin iç çeperlerinde katılaşarak yüreğiyle konuşmasına mani olan noktasız,virgülsüz uzun söylevlerden ve konuşmacılarından arınmak istiyor.Buna karar vermesine ise Tanrı'nın diliyle konuşan düşlerden biri sebep oluyor.Tanrı'nın dünyanın diliyle konuştuğu ve sözcüklere gereksinim duymayan bu soyut dili çözümleyerek bu sonuca varıyor.Uğruna koyunlar gibi dolaşmayı göze aldığı bu düşünü gerçekleştirmeden önce,yol boyunca öğrendiği herşeye bir değer biçiyor.Düşünü gerçekleştirmesinin yanı sıra ona doğru ilerlerken aldığı dersleri de iyice özümsemek istiyor.Fakat işte tam da bu noktada,vahanın palmiyeleri ufukta görünmüşken susuzluktan öleceğini düşünerek vazgeçen insanlara bir öğüt vererek yolculuğuna son noktayı koyuyor.Siz siz olun dünyanın bütün harikalarını görüp onlara sahip olmanızı sağlayan "Mutluluğun Gizi"nden asla vazgeçmeyin.Ama kaşıktaki iki damla yağı da unutmayın.

simyacı bence anlatıldığı kadar güzel bir kitap değil.en önce dili akıcı değil.oturduğunuzda başından kalkamıyorsunuz diyemeyeceğim.bazı yerlerinde felsefik bir dili var.ancak kitabın sonunda şaşırıyorsunuz.okuduğuma pişman olmadım ama iyiki okumuşum dediğim de söylenemez.

Okunmasının kolaylığı, sürükleyiciliği, kitap okumayı ve mistik dünyayı sevdirmesi ile gelmiş geçmiş en güzel 10 kitabım arasına koyabilirim. bir solukta okuyacağınız, çocuklarınıza okutmanız gereken faydalı bir eser.

Coelho enteresan bir adamdı... Bizden "götürdüklerini", bir Batılının anlayabileceği en uygun "form"a sokarak sunuyordu: Roman...



Bir de Coelho'ya bakın... Adam Brezilyalı, Simyacı'nın kahramanı İspanyol bir çoban ve romandan bir cümle: "Herşey bir tek ve aynı şeydir" demişti yaşlı adam.(19)...

"Herşey bir tek ve aynı şeydir"... Bu söz buram buram Muhiddin-i Arabî kokmuyor mu? Muhiddin-i Arabî Hazretleri Endülüslü değil mi? Adam Brezilya'dan Endülüs'e bakıp O'nu görüyor da, bizim "romancı"larımız bu topraklara mânâsını veren gerçek mânâ kahramanlarından herhangi birinin ne ismini, ne cismini, ne de mânâsını bilmiyor; ama yine de "yerli roman" yazabiliyor!..
Harun YÜKSEL

paulo coelho'nun bu eseri bence okunması gereken güzel bir eser. simyacı da coelho menakıbnameleri kendi süzgecinden geçirerek okuyucuda etki bırakmayı ve yeni düşüncelere doğru yol almasını amaçlamiş ve başarılı olmuştur. okunması gereken bir eser diye düşünüyorum.herkese tavsiye edebilirim.

Okumamın tek nedeni çok fazla ismini duymuş olmamdır.Abartıldığı kadar güzel değil.hele klasikleşmiş diyenlere sakın aldanmayın.
Bunun yanısıra kitabın bazı bölümleri beni gerçekten bu hayattan uzaklaştırdı.özellikle delikanlının rüzgarla güneşle konuştuğu bölümlerden çok etkilendim ama yinede kitabın tamamı için aynı şeyi söylemek mümkün değil.kitabı satın almadan okuyabilirseniz okuyun...

Hayatına çoban olarak başlayan ama amacının asıl olarak gezmek ve dünyayı görmek olan bir gencin hikayesi gibi başlıyor kitap.Okurken her satirina dikkat etmeli... Sadece guzel oldugu icin degil, en onemli dersleri akici diliyle bir kitaba sigdirdigi icin. Bazen hayatta çok uzaklarda aradıklarınızın aslında sıze sandığınızdan da yakın oldugunu,yalnnızca görmeye çalışmanız gerektığını anlatılıyor. İnsanlar kişisel menkıbelerini kendileri yaratır.Kimse hayalinin peşini bırakmamalıdır.Aslında kitapda Doğu etkisi çok büyük, bu yüzden okuyucuya son dere mistik geliyor. Çöl, çöl rüzgarı ve güzel kadınlar büyüyü daha pekiştirip arttırıyor. Hikaye bir rüya görüp onu bulmaya çalışan gencin, karşısına çıkan ve yeryer onu yönlendiren güçlü bir simyacı ve kralla devam ediyor. Onlar ona yol gösterirken kendine güveninin artmasını ve amaç edindiği yoldan dönmemesi sağlıyorlar. Anlattıkları ve öğütleri bundan fazlası değil. Genç menkıbesini kendisi keşfediyor. Tıpki binbir gece masallarındaki hikayeler gibi. Bu kitap beni etkileyebilirdi. Defalarca okumamı sağlayabilirdi. Eğer Mevlana’nın “Meslevi” sini okumasaydım..!

Bir düşün peşinden giden çobanın hikayesi...İlginç olan ise onca yol katetmesine rağmen aslında hayalini daha önce bulduğunu kitabın sonunda anlıyorsunuz.Mistik ve bir okadar da etkileyici ve bilgece yazılmış harikulade bir kitap...

süper güzel bir kitap.Bu kitabı okuyupta beğenmeyenlerin aklından şüphe ederim.Poula Coello nun okuduğum ilk kitabı ve diğer kitaplarını da alıp okumayı düşünüyorum.Bir çobanın istediği bir dileğini gerçekleştiriken başından geçenleri anlatıyor.Hayatta alınması gereken birçok ders ve öğütler veren bu kitabı hala okumamış olanlara şiddetle tavsiye ediyorum.pişman olmayacaksınız.

mükemmel bir klasik. insanın hayatına yön verebilecek güzellikle bir kitap. elinizden bırakmak istemeyebilirsiniz.bir rüya uğruna yollara düşebilmek ne büyük cesarettir...

yazar vermek istediği ince mesajları ustalıkla satır aralarına serpiştirmiş.kitabın gizemli bir havası var. bu kitap ilk yayınlandığında mesneviden esinlendiği falan söylendi.bence mevlana ile uzaktan yakından alakası yok.kitaptan o kadar etkilendim ki esas oğlanın rüzgarla konuşmasının nasıl sona ereceğini düşünmekten uyuyamamıştım.ben yazarın diğer kitaplarını da okudum. ama en çok etkilendiğim kitabı bu idi.kitap severlere tavsiye ederim.

Bence kesinlikle okunması gereken bir kitap. Kitabı okurken kendi kabuğunza çekilip, ne anlatılmöak istediğini düşünür ve anlamaya çalışarak ilerlerseniz bence büyük zevk alabilirsiniz. Çeviri hatasından kaynaklandığını düşünfdüğüm bir kaç anlam kargaşasına rastlamış olsamda bütün itibariyle güzel bir kitap.

Gerçek bir yazardan gerçek bir kitap...Yüzyıllardır bir çok kişi tarafından tartışılan bir konuyu seçmesi yani simyayı seçmesi bu kitabın bir klasik olmasına yetiyor da artıyor bile...Bir de bu konuyu başarılı bir şekilde felsefeyle bütünleştirince ortaya Simyacı gibi gerçek bir klasik ortaya çıkıyor...Başka söze gerek yok...

Bu kitap hayatın anlamı hakkında msj veriyor bence..Hani kahramanımız rüyasında mısır da define buluyor da,oraya gidince definenin aslında evinin orada olduğunu ogreniyor.eger bişeyler gerçeklesecekse dünya bütün şartlarını seferber edip onu gerçekliştirir mesajı...kitabı çocukken okumustum..Çok begenmistim..geçenlerde tekrar karıstırınca,kitabın biraz daha çocuksu olduğunu fark ettim,yada ben fazla büyümüşüm..10-18 yas arasına oneririm..

Hayatımda okuduğum en etkileyici kitap.Şu ana kadar 3 kez okudum ilerleyen zamanlarda da okuyacağımdan eminim.Her okuduğumda farklı bir şekilde etkisinde kaldım ve çok şey öğrendim bu kitaptan. Herkesin okuması gereken bir kitap bence..

paulo Coelho deyince durup bir bakmak gerekiyor. o yazdıysa mutlaka okunmalı. muhteşem bir yazar. kitaplarını beğeniyle okuyorum. ama simyacının yeri çok ayrı. gençler ergenlik döneminde mutlaka okumalı bu eseri. bunalımlarına iyi gelecek ve hayata farklı bir gözle bakacaklardır. herkese çok şey öğretebilecek bir eser. okuyun mutlaka sizi ilgilendiren bir bölümünü bulacaksınız. genç yaşlı herkes okumalı bu eseri. kitapseverlerin kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir eser. saygılarımla

kitabı arkadaşlarım öğretmenlerim o kadr çok tavsiye etmiştiki sonunda okudum.güzel bi kitap sürükleyici.insana hayatta tesadüf denen şey varmıdır yokmudur düşünüdrüyor.ders veren güzel kısımları olduğu gibi malesef müslümanlığı biraz küçümsemiş bu kısmıda olmasaydı daha iyi olurdu

Simyacı yani kitabın kahramanı çoban işaretler yardımıyla amacıyla ulaşmak isterken birden sizde onunla birlikte kah Mısır'da, kah Fas'ta maceranın ortasındasınız. Günümüz yazarlarından Dan Brown, Grange ve birçoğuna ilham verdiğini düşünüyorum. Keşke birde yazar İslamiyet ile ilgili önyargılara sahip olmasaydı...Ama yine de okunması gereken kitaplardan biri.

güzel ötesi bir kitap. mutlaka kitap severlerin kitaplığında bulunması gereken muhteşem bir eser.ben okurken çok keyif aldım.sizinde okuduğunuzda pişman olmayacağınızı tahmin ediyorum iyi okumalar

Simyacı okuduğum ilk Paulo Coelho kitabı ve en iyisi. sanki yazar bundan sonraki kitaplarında hep simyacıyı aramıştır. Mevlananın Mesnevi'sinde yer alan bir öyküden esinlenilirek yazılmış bu roman, bir kitap severin kütüphanesinin olmazsa olmazlarından ve muhakkak okumalı.

Simyacıçok fantastik ve sürükleyici bir roman olmasına rağmen romanda müslümanlığı hafife alan yaklaşımlar var. bunlar hoşuma gitmedi. Yazar sonuçta Hristiyan olunca Müslümanlığı ve Namaz ibadetini küçümsemesi de malesef mümkün olabiliyor. sinirlerimi biraz bozdu gerçi ama okuduğumda iyi oldu.

Muhtesem bir kitapti. Bugune kadar okudugum kitaplardan farkli bir tadi vardi. Bence herkesin okumasi gereken bir kitap. Santiago'nun hazinesini bulmak icin yaptigi yolculuk anlatilirken insanlara bircok guzel mesaj veriliyor. Hayatta hicbir sey tesaduf degildir. Insan bir seyi gercekten isterse mutlaka evrenin ruhu ona yardimci olur.

"İçerik - Konu ; Yazgısının peşinden giden bir adamın arayış ve yol öyküsü
Teknik ; Anlatım ve ifade çok güzel , fakat çeviriden kaynaklanan problemler var. Bazı ifadelerde belirgin olarak ortaya çıkıyor.
Tavsiye ; Okunmalı. Hatta hoşunuza giderse , yine bir arayış öyküsü olan ""Kendini Arayan Adam"" ı okuyup karşılıklı değerlendirmenizi tavsiye ederim."

kitaptan 2 güzel cümle:
1-oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin.
2-aşk, sevilen nesnenin yanında bulunmayı zorunlu kılıyordu.(gözden uzak olan gönülden ırak olur).gerçek simya bilimi gerçekten olsa nasıl olurdu dünya acaba???

kitabı okumaya başladığınızda bir bakacaksınız bitmiş nezaman başlamıştım yada okumadımmı diye tereddüte kapılabilirsiniz zaten bir bestsellerdende bu akıcılık ve sürükleyicilik beklenir hala okumamış olanlar için eksiklik iyi bir öğüt kaynağı

Güzel bir moderin zaman masalı.
Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş.
***
Arayanlar her zaman bulmaz.
Ama bulanlar her zaman arayanlardır.
Arayana evrenin ruhundan bilgi gelir. herşey ama herşey canlıdır ve onunla konuşur dağlar tepeler. Gündüz gördükleri gece rüyaları.
Kalbi. Hatta bazen acı çekmek pahasına.
Akıyordur. Bazen akışın getirdikleri canını acıtıyordur. Yapması gerekenler açıktır. Ona söylendiğinde git dendiğinde gitmesi gerekmektedir.
Yole düşmüştür. Yol öğretmenidir. Yolla beraber dönüşüme uğrar er ya da geç evine varacaktır . Evi hazinesidir.
Ve evet evi bulması için evi terk etmesi gerekmektedir.

Önemli olanın sadece bizim ne istediğimiz olduğunu ve sadece karar vermek olduğunu farkettiren bir kitap. Bu kitabı okurken farkettim ki aslında neyi istiyorsak o yolda gidiyoruz ve istediğimizi elde diyoruz. yanıbaşındaki şeyleri görmek için bazen çok dolambaçlı yollardan geçmek gerektiğini en güzel şekilde anlatıyor bence.

Kitap insanların ulaşmak istedikleri şeyler için neler yapabileceklerini gösteren bir kitap. İçimizdeki gücü keşfedebilmek için okunması gereken bir kitap. Ama zannedersem çeviriden kaynaklanan üslup bozukluğu var. Okunmaya değer bir yapıt

Simyacı ne kadar müthiş?
Simyacı okuduğum tek Paolo Coelho kitabı.Bu kitap için kötü bir kitap denilemez fakat sizce de abartıldığı kadar güzel mi? Bir kere hikayenin serüven ve macera ile ilgili tempoyu arttıracak bölümlerinin kurgusu çok güçlü değil ve heyecansız.Ayrıca kitaptaki felsefi göndermeler ortalama felsefeyle ilgilenmiş birine birşeyler katabilecek cinsten de değil.Kitapta gidilen yerlerin yerel kültürleriyle ilgili özel ve vurucu doğru dürüst bir bilgi yok.Sonunda verilen mesajın ise değeri ne kadarsa bazı kitaplar için özellikle yapılan gereksiz medya pohpohlaması yüzünden bir kat daha değerli gösteriliyor. İnsanların okuyup aynı sorular üzerinde daha iyi kafa yorabileceği birçok kitap raflarda yıllanırken bu kitap kolay ve kısa olup ortaokul,lise gençliğine rahat hitap etmesi sebebiyle göklere çıkarılıyor. Tüm bunlara karşın çalıntı olduğu gibi tartışmaları gereksiz buluyorum.Ne olursa olsun yazdığı birçok değerli kitap yüzünden herkesin kabul ettiği bir yazar olan Coelho,çalıntı yapıp bu kitabı ortaya çıkarmak falan gibi bir şey yapmış olamaz. Sonuçta bu kitap yüzüklerin efendisi veyahut suç ve ceza değil.Kitabın konusuna gelecek olursak insanların seçimleriyle ilgili varılan sonuç çok mu gerçekçi bilemiyorum.Hayatta aradığımız şeyin yakınımızda veya uzağımızda olduğu gibi çıkarımlar sadece masalsı tattaki kişisel düşünceye dayalı yorumlardır.Bu kitaptan çıkan sonuca göre "vay be işte şimdi hayata bakış açımı değiştirip onu yeniden keşfettim" gibi düşünceler ne kadar afaki olsa da kitabın insanları düşünce eylemi yapmaya yöneltmesi ve bunu kısacık ve basit bir kitap ve müthiş bir reklamla tüm dünyaya yayması,hayatında felsefenin f'sini düşünmemiş küçücük gençlerin o veya bu reklamın gazıyla düşünmeye yöneltilmesi bu kitabın takdir ettiğim müthiş sonucu.

herhangi bir maddeden altın yapmanın şu anki son gelişmelere göre mümkün olmadığını biliyorum. kitabı okumaya başlamadan bu boşuna arayış önyargısı beni her syfada uzaklaştırdı kitaptan. ama ufak bir bilgi olsun diye meraklılarına söylemek istitorum : platini altın haline getirebiliyoruz. ama şöyle bir ayrıntı da önemli; platin altından daha değerli.yani platini altına dönüştürüp maddi değerini azaltmak ne kadar akıllıca olur bilmem.

En çabuk bitirdiğim kitaplardan bir tanesiidi. Kitabı gerçek anlamda çok beğendim. Gerek içtenlik, gerekse verdiği mesaj bakımından... Yazarın bize verdiği mesaj çok güzel. İnsanın mutluluğu ayağının dibinde dururken onu başka yerde aramamalıyız. Biz geleceği düşünürken aslında şimdi içinde bulunulan anı yaşamıyoruz. Herkese tavsiye edilir.

Kitap akıcı bir dille yazılmış. Yazar zavallı roman kahramanını niye o kadar uzaklara götürdü bilmiyorum.

Ancak belki verilmek istenen mesaj, çoğunlukla yanıbaşımızda, elimizin altındaki değerlerin kıymetini bilemediğimiz, diğer bir ifadeyle aradığımızın bazan çok yakınımızda olmasına rağmen hep uzaklarda aradığımız, dersini vermesidir.

çok duyduğum ve methedilen bir kitaptı fakat çok basit geldi bana. Sıradan bir konusu var. Biraz felsefe ile kapatılmaya çalışılmış bu açık fakat olmamış bece. O kadar övülecek bir şey değil

paulo coelho'yu tanıdığım kitap diyebilirim.onun bu uzun yolculuğunda ben de yanındaydım.özellikle çölde geçen kısmını gece okumuş ve etkisinden uzun süre kurtulamamıştım.servet avcısı olanların serveti yanlış yerde aradıklarını anlayacakları bir kitap.maddiyatın bittiği yerler vardır,önemini yitirdiği yerler...işte bu kitabın öyküsü de bu noktada başlıyor.

Kitabın kahramanı çobanlık yaparka geçinmektedir. Kendini geçindirecek kadar hayvanı vardır. Birgün bi ağacın altında uyuyakalan çoban rüyasında Mısır piramitlerinin yanında bir hazine olduğunu görür. Çoban piramitlerin yanına gidip gitmemekte kararsız larır. ve bütün hayvanlarını malnı mülkünü satıp gitmeye karar verir. piramitlerin yanında bir adamla karşılarışırç bu adam çobanı kandırıp tüm parasını alır. Çoban parasız kalır ve bir dükkanda çalışmaya başlar. Bir miktar para kazandıktan sonra memleketine geri döner ve hazineyi rüyayı gördüğü ağacın altında bulur.