1897’de Rusya’da yazıldığı gibi sansürle uğrayan bu şaheserin, bir akil insanın ömründe mutlaka okuması gereken eserlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Sanatın ve estetiğin ne olduğuna ilişkin bakış açısıyla başlayan bu şaheser, 120 yıl önceki çarpık sanat anlayışının burjuvanın hazları olduğunu iddia eder. Bu çarpık sanatın, orjinal eserleri kopyalamayı da içeren 4 ilke üzerinden hareket ettiğini, gerçek bir sanat eserinde kendine özgülük gibi 3 kritik özellik olduğunu, çarpık sanatın sanat cahili dediği halkın kitapsızlıktan değil, bağnaz din ve yurt sevgisi propagandasıyla kör bırakıldığını o kadar samimi ifade eder ki, bu kitabın da gerçek bir sanat eseri olduğunu düşündürür. Goethe’yi ve Shakespeare’i cümle cümle delilleriyle gösterir çarpma olduklarını Tolstoy. Bu kitap bir şaheserdir, okuyanı uyandırır. Bütün üniversite öğrencilerinin yanı sıra, yönetimle ve inovasyonla ilginenlere de tavsiye ederim (kitaptaki ilkeler başarılı kurumlarla başarısızlar arasındaki farklardır)