Eser beni gerçekten çok etkiledi diyerek başlayayım. Köhne Osmanlı'nın "mecburen" Türkiye Cumhuriyetine gebe olduğu bir döneme ve sonrasına, gözlem yeteneği çok gelişmiş bir karakter tarafından ışık tutuyor. Yönetimin, halkın ve dolayısı ile ülkenin içler acısı durumu içinde oradan oraya savrulan genç bir insanın ve onun okur tarafından (en azından benim için öyle oldu) içselleştirilen arayışlarını, hayal kırıklıklarını, çıktığı hazin ve uzun yolculuğu ve daha fazlasını anlatıyor bu kitap. Özellikle son iki bölümü kitabın aslında neden yazıldığını çok iyi açıklıyor. Belki de çoğumuzun aradığı ama maalesef hepimizin bulamadığı o şeyi Şevket Süreyya Aydemir bulmuş mudur sizce? Cevabı bu kitapta dostlar.