Kitap ilk başta çevirmen Sabahattin Eyüboğlu'nun önsözleriyle gidiyor. Daha sonra denemelere başlıyorsunuz. Bu kitabı okurken bir yazarın günlüğünü okuyor gibiydim. Neye üzüldüğünü, mutlu olduğunu, neler düşündüğünü okumak çok kıymetliydi. Tabii ki kitap bir anda okuyup bitirilebilecek bir kitap değil. O yüzden biraz uzun sürüyor. Altını çizdiğim birçok cümle hatta sayfalar oldu. Güncelliğini koruyan kitaplar her zaman ışık olur insanlara. Bu da öyle bir eserdi. Bundan sonra Stefan Zweig'ın Montaigne biyografisini de okuyacağım.