Tarihcilerin Kutbu hakkindaki elestiri yazimi kitabi cikaran Is Bankasi Kultur Yayinlarina gondermemin ardindan sayin Halil Inalcik benimle mektup ve telefon araciligiyla temasa gecmis ve degindigim noktalar icerisinde onemli bir kisminin 4. baskida duzeltilecegini bildirmistir. Buna gore 4. baskida kitaptaki hatalardan Muhyiddin-i Arabi'nin esi, Muzaffer Ozak'in soyadi hakkindaki hatali bilgiler ve Aziz Mahmud Hudai'nin adinin hatali olarak kisaltilmasi degistirilmis, padisahlarin "ayyas" oldugu ifadesi kaldirilmis, yanlis anlasilabileceginden oturu kitapta sozu gecen Gazali'nin Osmanli sairi oldugu belirtilmis, hadis ilmi ve Muzaffer Ozak hakkindaki ifadeler revize edilmis, Vehhabi isyanin bastirilmasi hakkindaki hatali 1812 ifadesi "1812'den baslayan harekatla" ve Portekizlilerin 1516-17'den itibaren yaptiklari saldirilar ifadesi de "1516-17'den once" diye degistirilerek duzeltilmistir.
Sayin Inalcik'a kitabin 5. baskisinin 513. sayfasindaki tesekkur bolumunde beni de anmak nezaketinde bulundugu icin tesekkur ederim. Her ne kadar bu kisimda elestirim uzerine degistirdigi yerleri nedense eksik vermis olsa da boyle onemli bir ilim adaminin ilimadamligiyla ortusur nezaket ve kadirbilirlige sahip oldugunu gormekten mutehassis oldum.
Sayin Inalcik'in ozellikle Muzaffer Ozak hakkindaki ifadelerini revize etmesini onemli buluyorum, 4. baskidan onceki baskilarda ondan ve sozkonusu Halveti ayininden biraz alayci bir uslupla bahsetmisti, oysa bununla ilgili cok onceki bir yazisinda tamamen baska, saygili ve etkilenmis bir anlatimi vardi; asagida alintiliyorum:
Prof. Halil Inalcik “Paths to the Middle East. Ten Scholars look back” (ed.Thomas Naff, New York, 1993, pp. 105-141) adli kitabin kendisiyle ilgili ve “Seyhin Kerameti Kendinden Menkul” baslikli bolumde sunlari anlatiyor: “Chicago Universitesi’nde gecirdigim yirmi senelik sure zarfinda hic unutamadigim hatiralardan biri Halveti tarikatina mensup sufilerin Turkiye’den oraya gelisleridir. Muzaffer (Ozak) efendinin seyhligini yaptigi ve yirmiden fazla dervisin bulundugu grup universitenin sapelinde (kilisesinde) bir sema (ayin) yaptilar. Sapel bu munasebetle ogrencilerle ve diger ziyaretcilerle doldu..... Gece tam manasiyla bir basari oldu ve benim universite yillari boyunca edindigim tecrubeler arasinda en cok hatirlanacak bir vak’a olarak hafizamda kaldi. Dervislerin Ism-i Celal’i tekrarlayarak hoykurmeleri sapeli ruhani ve yogun bir ile doldurdu. Ben de aska gelmistim. Amerika’nin gobeginde vuku bulan bu hadise Hazret-i Muhammed’in bir mucizesidir.”