Huzursuz Bacak Hakkındaki Yorumlar

Akademik dünyadan, ülkemizin anlatılan dönemdeki sosyal, ekonomik, kültürel yapısına ve daha pek konuya ışık tutan Kutlu, aslında günümüz Türkiyesine de ışık tutuyor.

bu yazarın kitabını ilk kez okuyorum .zevk alarak okudum.

mustafa kutlunun tavsiye üzerine okuduğum ilk kitabı.. bir günde bitebilecek kafa rahatlatan bir kitap.. mustafa kutlu da öykücülüğün ağa babalarından biri imiş.

Günümüzün katlanılmazlığını bir bacağı ön plana çıkararak anlatan bir kitap! Güzel mesajlar içeriyor.

Mustafa Kutlunun kitaplarını okumak keyifli gerçekten.

Mustafa Kutlunun okuduğum ilk eseri. Kurgusuna ve edebi diline hayran kaldım. Bundan sonra yakından takip edeceğim bir yazar olacaktır.

Tatlı bir esinti, hoş bir tat bırakıyor insanda. Son zamanlarda okuduğum insana hem gerçeği gösterip silkeleyen hem de dirilten en güzel hikayeydi.

Mustafa Kutlu ülkemizde yaşayan en iyi 3 öykücüden birisidir. Okuduğum her eseri ayrı bir iz bıraktı bende. Huzursuz Bacak'ta kütüphanenizde bulunmalı bence.

kitabın arkasını okuduğumda biraz sıkılacağımı düşünmüştüm aslında ama okurken gerçekten etkilendim. olumsuzluklar karşısında insanların ruhsal rahatsızlığının yanında bedenin verdiği tepkiyi bu şekilde anlatmasını etkileyici buldum. her ne kadar sürükleyicilik özelliği çok fazla olmasa da bence okumaya değer bir kitap bu.

Mustafa Kutlu kitabında bir insanın kendi dilinden kendi gözünden yaşamından bir kesit anlatmış.Kitapta yaşamın ailevi olaylarından bahsediliyor.Tavsiye edebileceğim bir kitap.

Günlük hayatta karşımıza çıkan ama kendimize itiraf edemediğimiz gerçekleri öyle güzel anlatıyor ki sayın yazar, kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Hiç sıkılmadan, zevkle okudum. Mustafa Kutlu kitaplarını seviyorsanız, kesinlikle okumalısınız.

Yine gündelik hayatımızdan bir kesit sunmuş Kutlu.Kitabı okumaya koyulduktan sonra hiç yabancılık çekmiyorsunuz.İşin ilginç tarafı hikayenin bu kadar sıradan olmasına rağmen zihninizde eşşiz bir tat bırakması! Son 50 yıldaki hızlı değişimlerin,bilhassa bu değişimlerin kültürümüze,insanımıza,şehirlerimize olan olumsuz etkilerinden dert yanmakta.

yine bir mustafa kutlu klasiği, kitap gerçekten sizi sarıp içine alıyor, kitapta tam olarak bir olay yok ama kitabı okurken içiniz huzur doluyor kitap bittiğinde ise bir burukluk, mustafa kutlu kitaplarını seviyorsanız ve tarzına alışmışsanız pişman olmayacaksınız alın ve okuyun.

Şu koca dünyada hangimiz huzurluyuz ki. Hepimizin bir yerleri yarım. Sevgileri, umutları, yaşamları. Bir huzur ülkesinin hayaliyle yaşıyoruz. Bizlere daha önceden beyhude ömrüm diyen değerli yazar şimdi de hepimizi derin bir huzursuzluk dünyasına çağırıyor.

yazar huzursuz bacak sendromlu bir karaktere bir gün boyunca istanbul'u gezdiriyor ve geçmişten bugüne istanbul'un ve aslında Türkiye'nin, Türk insanının değişiminin panoramasını çiziyor

mustafa kutlu nun okuduğum en iyi hikaye kitabı.mustafa kutluya tanımak ve hikaye üslubuna aşina olmak isteyenler için mutlaka okunması gereken bir kitap

Mustafa Kutlu'nun hemen hemen bütün kitaplarında olan şey bundada oldu. Yazarın tek sevmediğim yönüdür bu. Kitabın asla bitmemesini istersiniz ama o "son sayfa" kaçınılmazdır ve kitap biter...

Gene üstadın kaleminden dökülmüş o güzel satırlar, betimlemeler, hikayeler... Bizlere "Tıklayan Bir Bacağımızın" olup olmadığını sorguluyor. Hayranları için elden düşürülmeden bitirilebilecek bir kitap...

Tavsiye etmeme gerek var mı?

Bir solukta okuduğum bir kitap.Keşke biraz daha kalın olsaydı diyebilirim .Dili sade ve akıcı.Tavsiye ederim

Yine her zamanki yalın dilini kullanan yazar ülkedeki sorunlara da değinen akıcı bir hikaye yazmış. Tavsiye ederim.

çok yalın bir dil ile yazılmış bir solukta okunabilicek harika bir eser. mustafa kutlu ile ilk tanışma için ideal bir hikaye. yürekte hoş bir tat bırakıyor.

Mustafa Kutludan bir mükemmel eser daha. Yaşadığımız çağa modernizme dikkat çekiyor yazar.

Gayet başarılı bir eser. Okurken keyif alacağınıza eminim. Kısa olmasıda kalın kitap okuyamayan okuyucuyu motive edecek özellikte.

Su gibi akıcı ve zihin açıcı bir kitap. İçinde şöyle bir diyalog geçiyor;

"Hüzün dolu bir güzellik. Tıpkı Juliette Binoche.Kalkıp yanına gittim:
-Merhaba!
Ses yok.
-Oturabilir miyim?
Ses yok.
Oturdum.Bir zaman bu hüzün dolu yüze baktım. Derin siyah gözler.
-Neden bu kadar kederlisiniz?
-Köpeğim kayboldu, dedi."

Başka nasıl anlatılır. Feci halde zeki ve dertli bir adamla karşı karşıyayız;Mustafa Kutlu.

Mustafa Kutlu’ya hakkıyla yakışan bir kitap… Ustamızı tebrik ediyorum.Coşkun sular gibi akan bir üslub . Kahramanlar tamamen yerli. Memleket meseleleri ustalıkla ve yapmacıklığa sapılmadan hikayeye yedirilmiş. Memleket meselelerinde kafa yoran hangimiz Ömer Faruk değiliz ki ?... Geçmişe körü körüne bağlı kalmayan fakat yeniyi de sütten çıkma ak kaşık olarak görmeyen bir duyarlılığın mahsulü. Yazarın olaylara bakışında bir alay sezilse de okuyucu hiç gocunmuyor bilakis haklı deyip tatlı bir tebessüme gark oluyor Giriş bölümün de biraz sıkıcı gibi ne yapalım o kadarcık kusur kadı kızında da olurmuş.Hararetle tavsiye ediyorum

Bir Mustafa Kutlu klasiği daha..Gerçekten okumaktan büyük keyif aldım.Ayrıca kahramanımızın dilinden ülkemin sorunlarını tekrar okuduk ve Onunla tekrar düşündük.. Ömer Faruk'un bu ülkenin handikapları ile huzursuzlanan bacağı acaba sükunete kavuşacakmı?Kaçırmayın..

tam bir mustafa kutlu tarzı... bu tarzı sevenler mutlaka okumalı

Mustafa Kutlu , eserlerini çok geç okumaya başladığım yazarlardan birisi .Bu hatamdan dolayı o kadar üzgünümki.Onun her eseri gibi bu eseri de bana büyük bir mutluluk verdi .Sanki hayata daha güzel bakmamı sağladı.Sadece Huzursuz bacak değil,tüm eserleri okunmalı

Huzursuz Bacak, ismiyle dikkat çeken ve isim içerik bağlamında ilginç bir benzetmeyi havi bir hikâyedir. Türkiye'deki ilme, ticarete, üretime, eğitime, medyaya vb. alanlara dair önemli "değinmeler"in yer aldığı kitap okuyucuyla hasbihâl tarzına yakın bir üslupla kaleme alınmıştır. Dikkatle okunması gereken bir eserdir.

Huzursuz Bacak özellikle BÜYÜKLERimizin okuması gereken bir hikaye kitabı. Huzursuz bacaklara ihtiyacı var memleketin.Ve Mustafa Kutlu gibi sosyal konulara dikkat çeken ve çözüm önerilerinde bulunan, toplumcu, büyük yazarlara.

yine kendinizi bulabileceğiniz bir kitap, kutlu okumaya başlamayanlar bir an önce başlasalar iyi ederler. pohpohlanan yazarlar var bi de buna ihtiyaç duymayanlar... kutlu olsun!

Mustafa KUTLU'ya has bir üslup ile gelenek ve modernite çatışmasının "husursuz bacak sendromu hastalığı" ile özdeşleştirilerek anlatıldığı, bizi bize yine etkileyici bir şekilde yansıtan güzel bir eser... Okuyalım belki toplumsal hastalıklarımıza şifa olur :-)

Bilinç aşılayan son derece güzel bir kitap.

Eğer bir yazı Mustafa Kutlu imzalı ise okunmaya değerdir, hiç adını bilmediğim bir kitapken şimdi hayatımın içinde bir duygu oldu.

Her mustafa kutlu kitabı gibi okunmalı..

Mustafa Kutlu'dan okuduğum ilk kitaptı, güzel bir kitap, başka eserlerini de okumak isterim yazarın

Mustafa Kutlu'nun okumak istediğim kitaplarından.

Çok içten bir anlatımdı severek okudum

Mustafa Kutlu dan okuduğum ilk eser ama daha tesiri var

Çok güzel bir kitap. Mustafa Kutlu kitaplarının hepsi güzel fakat bu ayrı bir güzellikte. Mutlaka okuyun

Mustafa Kutlu'nun 'Uzun Hikaye' ve 'Mavi Kuş' kitaplarını okumuş ve çok sevmiştim. Açıkçası bu kitap onlarla kıyasladığımda biraz sıkıcı geldi :/

Kitaptan bir alıntı; Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz..

Dert sahibi güzel insanlara selam olsun. Mücahitler müteahhit oldu.

hoş bir kitap. kitapta memleketin çok değiştiğini ve memleketteki gelişen şeyleri gördükçe huzursuzlanıyor bunu anlatıyor okumanızı tavsiye ederim

Edebiyatımıza ömrü boyunca dergi,öykü,seminer ve kurslarıyla destek olan Mustafa Kutlu kitabında dönem insanının içinde müstesna bir kişiliği ve yaşadığı ikilemleri konu ediniyor.Okunası naif bir kitap.

Bütün kitaplarını aldım,herbiri birbirinden güzel hikayeler..

mustafa kutlu hocanın sevdiğim kitaplarnından biri

karşılıklı konuşmalar etkileyici, beğendim

Huzur ile hüzün arasında git gel yaptıran, klasik bir Mustafa Kutlu kitabı... Okuyunuz efendim...

Tam da dönemimize ayna tutan bir eser. Dönemimizde acıya o kadar alışmışız ki bırakın bacağı kalbimiz bile huzursuz olmuyor bazen.

Huzursuzluk içinde tıklayan bir bacak ve sonunda huzura ermek. Toplumsal yozlaşmayı okunabilesi bir dille anlatmış yazar. Yeri gelmiş muhafazakarlarıda eleştirebilmiş. Olaylara zaman zaman objektif bakan kalem. Aslında hikaye adı altında bir manifesto bile diyebiliriz :)