Kitap oldukça soyut. Nerede ise tamamen kahramanların duygularına yer verilmiş, ama hayatlarının geçtiği yerler fazla tasvir edilmemiş. Okuyunca insanın zihnini doldurmuyor.
Kitapı okuyup kitabın başındaki eserle ilgili değerlendirme yazısını okuyunca(okuyacaklara da böyle yapmalarını tavsiye ediyorum) biraz daha kafama oturdu.
Buradan anlıyorum ki kitabın adı konmamış hayalperest kahramanı ''Eylemliliğe, doğrudan yaşamaya, gerçekliğe susamış, ama zayıf, kadınsı, kibar karekter...'' cümlesi ile tasvir edilen bir karakter. ''Bu insanlar hayalperest olurlar ve kibir, sıkıntı, yalnızlık yüzünden hayali kalelerine kapılırlar.'' Cümleleri ile etrafını çevirdiğimiz bu karakterler ''Bütün fantastik yıllarını gerçek yaşamın bir günü ile değiştirmeye hazırdır.''
Bütün bunlar bana aslında Orhan Pamuğun Kar'ındaki Ka karakterini hatırlatıyor. Orhan Pamuk bence bu işi Kar'ında Dostoyevski'den daha iyi yapmış, bu kitaptaki eksikliklerin hepsini doldurmuştur. Yine kitabın başındaki yorumda dili lirik deniyor. Belki Rusça sı öyledir. Kar çok daha lirik ve çarpıcıdır.