Büyük şehirlerin ışıltılı hayatı uzaktan cazip gelebilir. Sanılır ki sürekli eğlenceli, refah içinde bir yaşam sürülmektedir orada. Medyanın payı da elbette büyük bu kanaatlerin oluşmasında.
Halbuki ne sürprizler bekler insanı o ışıltılı hayatın içinde.
Ester de o ışıltılı hayatın içine büyük bir hevesle girer. Başlarda her şey çok güzeldir.
Sonra insan ilişkilerinin fast food hale geldiğini fark eder. Herkes birbirini, ilişkilerini, değerlerini hızlıca yiyip tüketmektedir.
Sonra ı ışıltılı yaşamın finansmanı sorun haline gelir.
Yaşamak istenilen ile eldeki imkanlar uyuşmaz.
Ve ortaya intiharın eşiğine gelen bir yaşam çıkar.
İntihar etmek de kolay değildir elbette.
Bir kaç yol dener sonunda kendini çok fena bir yerde bulur.
Neyse, devamı ve çok daha fazlası için kitabı okumanızda fayda var.