Düğümlere Üfleyen Kadınlar Hakkındaki Yorumlar

Dile kurguya diyecek laf yok taktire şayan. Ama yazarla ben aynı frekansın insanları değiliz akşam içki içip sabah namaz kılınmaz. Haramla Allah a yaklaşılmaz bu ne böyle bu yazarla ben aynı dindenmiyiz dedim ben.

Kesinlikle zaman kaybı kitapta hep bi olay olcak bişeyler olcak diye bekliyosunuz ama maalesef vasat..

ece temelkuran'ın edebiyat alanında katetmesi gereken belli bir yol olduğunu düşünüyorum. pek beğendiğimi söyleyemem. süslü cümleler çok fazla.

4 kadın bir hayat... 4 farklı geçmiş ortak bir gelecek... düğümlere üfleyen kadınlarda kadınların acıları, çıkmazları, intikamları, hepsi yer alıyor. kadın olmayı anlıyorsunuz

tek solukta okunacak bir roman.kesinlikle okuyup faydalanmak gerekiyor.

kitap güzel ,konu farklı ama şu fazla benzetmeler beni perişan etti her olayın başı bi benzetme misal akbabanın kanat çırpışında ki ses kadar öfkeliydi.. offf çok yordu bu tarz benzetmeler beni.onun haricinde kitap güzel ama benim gibi benzetmeyi sevmeyenler için işkence :))

Bu 4 kadın çok iyi. Hele bir Madam Lilla var ki... Sırlar,aksiyon,efsaneler ve orta doğu. Ki günde bitirmiştim,güzel,bir hayli güzel.

ortadoğuda çekilmiş bir film izler gibiydi romanı okumak.yapılan kötü eleştirilere rağmen aldığım ve iyi ki almışım dediğim bir kitap.yazarın ellerine ve hayalgücüne sağlık..

çok merak ediyorum; okuyan arkadaşlarım anlata anlata bitiremiyor.

Kitabi yeni bitirdim ve bittigine uzuldum okadar guzeldi herkese tavsiye ediyorum bence okunmalı

Kapaktaki gözlerin sahibi Gonca Vuslateri! Yazarı ve kapak güzeli iki özel kadın. okumaya değer kitap..

Okuduğum bu kitap yazarın ilk kitabı ilk başlardaki yoğun ayrıntılar okurken insanı az da olsa boğuyor ancak okuyucu konuyu kavrayıp okudukça değişik bir lezzet alıyor Ortadoğu'da yaşanan olayları romanda anlattığı karekterlerde iyi harmanlamış. Sonuna kadar merakla okudum bana okuduğumda tat veren romanlardan biri oldu. Tasvirleri ince ayrıntısına kadar okumaktan sıkılmayanlar için zevkle okunabilir diyorum

Ece Temelkuran'ın okuduğum ilk kitabıydı ve gerçekten kurgusula beni etkiledi. Özellikle başrollerde dört kadın karakterin olması ve bu karakterlerin bizlere kendi dünyalarını farklı boyutlardan, bakış açılarından göstermesi çok güzel bir dille anlatılmış. Çevremdekilere de tavsiyet ettiğim okunması gereken kitaplar arasında yerini aldı...

4 kadinin gizemli hikayesi bunlar kim ne yapiyorlar neden kaciyorlar diye meraktan elimden duseremedigim bnden kitap isteyenlere ilk tavsiye ettiklerimden

Arkadaşımın ısrarıyla okuyorum, elimden bırakamıyorum.. şimdi kendimede alıyorum.. arşivimde mutlaka olmalı bu muhteşem şey..

Kadınları kadınlardan anlatan bir kitap. Her kahramanda, her diyalogda metaforlar bulduğum bir kitap. Her paragrafta gerçek ve mecaz anlamlardan düşündüren, ders veren bir kitap. Ece Temelkuran yazmış dedirten bir kitap. Zekice bir kurgu. Her kahraman bana bir ülke duygusu verdi. Amira TUNUS, Mayram MISIR ve ben karakteri ise TÜRKİYE... Aynı zamanda her kahraman tüm kadının içinde yer alan bir iç ses bir iç akıntı gibi geldi.

ilk defa bir kitabını okudum ece temelkuranın. Kelimelere ancak bu kadar güzel dans ettirilebilir. okumanızı tavsiye ederim.

Sürükleyici olmakla birlikte merak ve hayranlık uyandıran bir eser olmuş. Okumakta geç kalınmış bir roman olmadan okumanızı tavsiye ederim. Karakterler ilginç tasarlanmış.

Kurgusu, satır aralarında verilen mesajlar olağanüstü . Mısır, Tunus, Libya, Lübnan.. Madam Lilla :) Ortadoğu'yu okumak isteyenler için nefis bir roman. Tek eksi yönü daha gösterişli bir final olabilirdi .. Keyifli okumalar..

Fazla edebi, melankolik bir dili olur diye düşünerek okumayı ertelemiştim. Fakat gerçekten, ama gerçekten çok beğendim. Hikaye ve karakterler güzel, akıcı. Zaman zaman eğlenceli, bazen hüzünlü. Sıklıkla o kadar güzel sözler var ki, etrafımdakilerle paylaşmaktan kendimi alamadım. Kadınlar için yazılmış, özellikle ve öncelikle kadınlar okumalı bence.

Okumadan önceki beklentilerim cok farklıydı, kötü ya da vasat diyemem ama mükemmel de değil. Sanki bir masal uydurup romana dökmüş gibi hissettim.

sıkıcı..beklediğim gibi çıkmadı..yarım bırakmamak için cok zorladım kendimi veee zorlaaaaa bitirdim.. boşuna zaman kaybı

"Yedikten saatler sonra dişlerinin arasından ortaya çıkıp neşeyle çıtırdayan incir çekirdekleri gibi tatlı bir his" bırakıyor bitirdikten günler sonra bile aklınıza gelen kitaptaki sözler.Popüler çeviri kitap tembelliği olanlara hitap etmeyebilir ama ece temelkuran ın dilini çözmüşler için okuması çok keyifli bir kitaptı kesinlikle tavsiye ederim.

cok sey bekkeyerek aldigim bir kitapti. ama yanildim. dili guzel fakat inandiriciligi zayif kurgusu sağlam degil. sonu yazilmamis kitap

şu an okumaktayım Muz Sesleri'ndeki tadı alacak mıyım diye merak etmiştim. Evet ama artılarıda var sanki yazar bu kitabında diğer kitaplarına göre farklılaşmaya başlamış anlatım tarzı aynı gibi görünse de daha parçalı anlatım var gibi geldi bana

çok karmaşık bir dili var bu kitabın. Bazı cümleleri anlayabilmek için iki üç kere okumanız gerekebiliyor. yani akiciligi olan bir kitap değil. Ama belli ki kitabın sonu güzel bitecek. sıkıldım ama sonunu merak ettiğim için okumaya devam ediyorum. belki çok okunasi bir kitap değil ama yine de okunmaya değer bir kitap diye düşünüyorum.

Güzel bir kitap. Özellikle Ortadoğu'yu merak edenler, için,arap baharıyla ilgilenenler için ve kadınları sevmeyi öğrenmek isteyen erkeklere tavsiye edilir .Tabiiki kadınların mutlaka okuması gerekir diye düşünüyorum . Eline sağlık Ece, Tunus'u görmüş biri olarak yeniden oralara gitmiş oldum. özellikle de Kartaca kraliçesi Dido'nun hikayesi gerçek ve çok ilginç .Teşekkürler.

Öyle bir çırpıda okunabilecek bir kitap değil. Fakat kitap ilerledikçe sizi içine çekiyor.
Okunmasını tavsiye ediyorum

Farklı bir anlatım tekniği kullandığı için konuyu beğendiğim halde başlarda yadırgadım. Gazeteci evet ama edebiyatçı hayır dediğim de oldu , yanılmışım... başta tekniğin çarkı biraz gıcırtı yapsa kafa bulandırsa da öykü ilerledikçe daha işlevsel olmuş. Ayrıca içerik çok katmanlı özellikle bu özelliğiyle çok başarılı buldum.

el yazısını okumak gerçekten zormuş,Muhammed'in mektubunu okurken biraz zorlandım.yazarın bazı terimleri eğreti durmuş.ama kitabın hakkını yemez bu durum.her sayfayı çevirdiğimde daha fazlası olamaz diye düşündüm.sürükleyici ve etkileyici bir kitap tavsiye ederim.ortadoğuyu,oradaki kadınların zorluklarını yakından görmemizi sağlamış.arap baharından söz etmiş.yazarın betimlemeleri çok hoşuma gitti,hatta not aldım bir kaçını.

ne sıkıcı bir kitaptı. olağan bir şey yok olmasına rağmen yokluğu bile abartarak anlatan bir yazarmış kendileri. ilk önce muhammedin mektuplarını okumayı bıraktım "tatlıcık" deyip duruyordu sonra yazıtları okumayı bıraktım bir baktım ki kitapta sadece konuşmaları okumaya başlamışım. Velhasıl bitti efenim..

Gayet beğendiğim güzel bir kitap.O benzetmeler,cümleler ile kitap uzatılmış gibi gözüksede bu güzel bir hava katmış kitaba.Okumanızı öneririm.

kitabı bitirmem epey zamanımı aldı, okurken yoruldum,dikkatimi veremedim hatta biraz kenara bırakıp ara verdim fakat tekrar elime aldığımda sabırla okumayı sürdürdüm.Sayfalar ilerledikçe çok keyif almaya başladım. hatta son 150 sayfasında çok ama çok beğendim.Diyeceğim odur ki sabrederek okursanız biraz da ortodoğuya karşı ilgi ve merakınz var ise mutlaka okuyun derim.tekrar okuyabilceğim kitaplarımın arasına koydum.

Okurken başlarda biraz sıkılsam da devam ettiğimde her cümlesini okumaktan zevk aldım.Altı çizilecek çok cümle var.Herkese tavsiye ederim.

Yazarın okuduğum ilk ve muhtemelen sonuncu olacak kitabıydı.Hiç akıcı olmayan,okurken hep birşeyler olmasını beklediğiniz ama sonuna kadar sorularla uğraşan,kendi iç dünyasında huzuru bulamamış kadınlar topluluğunun hiç de mantıkla bağdaşmayan garip yolculuğu anlatılıyor,paranıza ve zamanınıza yazık derim.

Kitabı okudum bitirdim. "Bitirilmez" denecek kadar kötü olduğunu düşünmüyorum, hatta ilk 200 sayfa falan oldukça güzel. Türkçe´yi sevdiren tamlamalar, benzetmelerle dolu. Bazı tespitleri de çok yerinde ve çok eğlenceli buldum.

Ece Hanım'ın köşe yazılarını beğeniyle okumuşluğum olduğunudan hevesle aldım kitabı. İlk 150-20 sayfa gayet sürükleyici, etkileyici cümleler mevcut. Aynen Ece Hanım'ın köşe yazıları gibi. Ama sonra bir noktada kitap kendini tekrarlamaya başlıyor. Kadınların gittiği her yeni mekanda bir yerden sonra gerçek dışı ve aşırı gelmeye başlayan mistik bir havada.yani özettel;okunduğu zaman vakit geçiren; okunmasa da bir şey kaybettirmeyen bir kitap....

çok güzel tespitler var, aforizmalar etkileyici. Erkekseniz sarmayabilir belki ama kadınsanız etkileneceksiniz.
çok severek, bitmesin diyerek okudum.

çok satanlarda gördüğüm için merak ettim ancak beklentimin altında çıktı...yazarın teşbihlerine bayıldım ancak mitolojik yönü çok ağır bastığı için sıkıldım...

ilk sayfalarda,çok sıkıcı diyebileceginiz hiç ilermeyecek sandığınız hatta bırakmak bile isteyeceğiniz bir kitap gibi görünsede sakın sakınn!! bırakmayın..ileryen sayfalarda süprizler sizi bekliyor..
gayet güzel bir kitap olmuş ...

Kitabın adı çok çarpıcı, İlk önce kitabın adından etkilendim yorumlarda çok olumluydu ama beklediğimi bulamadım. 3 haftada bitirebildi. Gereksiz yere uzatılmış bir kitap. Elinize aldığınızda 4 kadın hakkında ilginç bir hikaye okuyacağınızı sanıyorsunuz aradığınızı bulamayacaksınız. Bir de olayı bir son sahneyi anlatarak ardından durup en başa dönerek anlatmaya devam ederek anlatımı iyice karışıklaştırmış.

Okuduğum ilk Ece Temelkuran kitabı olması sebebiyle büyük heves ve beklenti içinde okumaya başladım ancak benim için tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı. Yazarın üslubundan tutun da kitabın diline kadar hiçbir şeyini beğenmedim. Bir kere kitap akıcı değil, zorlayarak gidiyor. Konu olarak değişik buna lafım yok ancak gerisi tamamen fiyasko benim açımdan. Ortalarına doğru biraz ivme kazanıyor ama sonra tekrar düşüşe geçiyor, Yazarın "Muz Sesleri" romanını da aldım, umarım bu kitabından daha iyidir. Ne yazık ki tavsiye edemeyeceğim "Düğümlere Üfleyen Kadınlar" ı.

Ece Temelkuran'ın heyecanla beklediğimiz romanı. Edebiyata yeniden göz kırpan yazarın bu romanı hayranlarının beklediğine değecektir kuşkusuz. Bize çok da uzak olmayan coğrafyalarda,bize benzeyen -yaralı- kadınların hayata tutunmak için yüzleştikleri gerçeklerin büyüleyici romanı;öyle sahici,öyle hüzünlü,öyle sarsıcı ki romanı bitirdiğinizde kendi iç hesaplaşmalarınızla baş başa kalacaksınız. "Cahiller,güzel ile faydalı arasında hep akıllıca bir tercih yaptıklarını sandıkları için cahildirler." Akıllı geçinen cahiller için bundan güzel söz olamazdı. Kitaptan en etkilendiğim alıntı: "Aşk kadınlar yorulunca biter,kadınlar bir adamı değil bir mezarlığı terk eder." Ne dersiniz,bu kitabı okuyanlar kadınları yormamayı öğrenir mi?

Eser beni kendisine ismi ile çekmişti.Bir kadın olarak şunu söyleyebilirim ki eser , kadınların ne kadar narin ve kırılgan olduklarını fakat canları acıtıldığında yapabileceklerinin potansiyelini anlatan başarılı bir kitap :)

anneleriyle hesaplaşamamış kız çocuklarının romanı.aslında canınız en fazla nerenizden yanmışsa oraya üfleyen bir roman.insanın kendini durup dururken sevemeyeceğini hatırlatan,birileri tarafından sevilmeye nasıl ihtiyaç duyduğumuzu,kendimizi ancak bu koşulla sevebileceğimizi fısıldayan roman.kederinden dünyayı yiyenlerin,inancını yitirmemek için ödünü koparanların,ruhunu incitenlerin,maniklerin romanı.

Yazarın muz seslerini de okumustum fakat bu kitapta kendisini baya aşmıs ve bambaska bı uslupla karsımıza cıkmıs kadın-aşk ikilisinin işlendigi bi tema etrafında guzel hıkayeler okuyorsunuz ve edebi olarak cok zevk alabılecegınız bır eser.Kesinlikle tavsiye ederim

Gazeteciliğini bildiğim yazarın okuduğum ilk romanı. Kıvrak ve akıcı üslup romanda da var ancak olaylar örgüsü ve roman tekniğine bağlı kalma ısrarcılığı yüzünden okurken biraz sıkıldım. Aşkı yaratanın kadın olduğunu anlıyorsunuz ayrı ayrı hikayelerden ve roman kahramanlarının dilinden, devrim mücadelesinin arka yüzüne ulaşıyorsunuz. Bu arka planda belirtilen Sindrella kompleksi denilen kadınlık hali... Kadınların hayatla mücadelesinin, belirli bir kesim tarafından kabul edilebilecek bir ifadesi bu roman. Yazın okunmalık bir kitap şeklinde tavsiye edebilirim meraklılarına.

Ece Temelkuran'ın Muz Sesleri romanını pek sevmemiş ve bu nedenle ikinci romanının da aynı şekilde olacağını düşünüp pek sıcak yaklaşmamıştım. Ama beni fena halde yanılttı. Akıcı bir dil, vurucu cümleler ve insanın içine dokunan hayatlar. Çok severek okudum.

son derece akıcı bir dil. konu çok güzel. tanrıça kurallarını hem kendi başucuma hem de kızımın başucuna astım. her kadının içindeki güçlü kişiliğe dönük harika bir eser. yazarın emeğine sağlık

Ece Temelkuran'dan yine güzel bir kitap, konusu itibariyle kadınları ilgilendiriyor ama erkeklere de uyarılarda bulunup daha bilinçli bir sevgiye yönlendiriyor, herkese tavsiye ederim.