Yüzüklerin Efendisinin ve yolun, yolculuğun o çok merak edilen, biran önce ulaşılmak istenen sonu. Okuyucu o kadar merakla beklediği, bin küsur sayfadır varmak istediği sona ulaşır. Üstelik bu son, öyle bir kaç sayfalık klasik sonlardan değil, uzun bir zaman dilimine yaşanan ve yaşanmış herşeyin avantajları ve dezavantajları vardır, hiçbir zaman hiçbir şey tam olarak istenilen gibi olamaz savlarını destekleyen, çok iyi kurgulanmış bir sondur. Fakat okuyucu yıkılır. Çünkü hikaye bitmiştir. Üstelik bu, ticari nedenlerle onlarca bölüme uzatılan bir hikaye de değildir, bitmiştir ! Dünya üzerinde yazılmış en harika hikayelerden birini okumuş olan okuyucu, birden boşluğa düşüverir.
Kralın Dönüşü, bir çok sorunun yanıtlandığı, yolun sonuna gelindiği bölüm. Üstelik bilinçli bir okuyucu şunu da farkeder ki yanıtlanan soruların çoğu aslında 1. değil 2. bölümde sorulmuştur.
Burada muhteşem sonu anlatarak okumamış olanları üzmek anlamsız. Ama, şunu söylemek isterim, Frodo ve yoldaşının yüksek dağlardan Mordor a inerken yaşadıklarını okurken umutsuzluk, çaresizlik, bilinmezlik ne demek bunu anlar okuyucu. İnanılmaz içsel ve dışsal betimlemelerle anlatılan bu sayfalar, bence bu üçlemenin eşsiz başarısının tavan yaptığı sayfalardır.