Sinan Akyüz'ün kitaplarıyla askerliğimi yaparken tanışmıştım. Tarihi romanları sevdiğimi söyleyince İncir Kuşları'nı vermişti kitapçı. Yazarın, İncir Kuşları ve Feraye&Şahika adlı romanlarından sonra okuduuğum üçüncü kitabı. Bu kitapların sadece İncir Kuşları'nda bulduğum tarihin öğreticiliğini. Ama hikayelerin gerçekliği, beni Sinan Akyüz okumaya zorladı. Baştan söyleyelim, edebi anlatım bekliyorsanız, kitabın yanına yaklaşmayın. Fakat, bana hikaye lazım derseniz, tüm kitapları birden sipariş verin. Hikaye çok güzel, kitap çok akıcı... Edebi olmamasına rağmen, bayağı hacimli bir kitap. Bu da kitabın içindeki hikayelerin çokluğunu gösteriyor. Kitapta bazı bölümlerin çok yavaş, bazıların ise yavaş yavaş gitmesi, bir eksi. Ancak final bölümüne geldiğinizde, kendinizi birkaç gün etkisinden kurtaramayacağınızı göreceksiniz. Piruze, bitmesi gereken yerde bitmiş, tıpkı Türk sinemalarındaki gibi. Şimdi sıra, kitabın devamını okumaya geldi, yani "Piruze ve Oğulları"na... Çok sabırsızlandığımı belirtmeliyim.