Uzun Beyaz Bulut Gelibolu Hakkındaki Yorumlar

Gelibolu'da yaşanan dram günümüzle birleştirilerek ancak bu kadar güzel anlşatılabilirdi. Kumral Ada Mavi Tuna'dan sonra Uzuner'in en sevdiğim eseri. MUTLAKA okuyun

en kısa sürede bıtırdıgım kıtaplardan biri. Ancak kıtabın sonunda Ali Osman ve Viki nin askıda kalısları bıraz hayal kırıklıgına ugratıyor. Hanı " sonu daha ıyı bıtebılırdı" derler ya onun gıbı bır sey iste. Kitaba tarıh kıtabı acısından bakmak yanlıs olur. Buket Uzuner kendı dalında yapabılceğinin en iyisini basarmıs essız hayal gucu ılede kıtabı harmanlamıs.

Buket Uzuner akıcı anlatımıyla bana yine gece yarılarına kadar okuma zevkini tattırdı. Oraları görme isteği içimi kavurmaya başladı. Okuma süreci bende bir tetiklemeyle başlayan daha sonra 5-6 ay aralıksız devam eden sonra da bir süre unutulan bir durum. Buket Uzuner kesinlikle çok iyi bir ateşleyici.

hikaye mi yoksa gerçek olabilirmi diye düşündüren güzel bi hikaye. bir roman olduğunu bilsemde ben gerçek olduğuna inandırdım bile kendimi. ama daha fazlası var aslında; unutmamız gereken tarihimizin en şanlı ve bi o kadar da kanlı olan bu destanı tekrar göz önüne gelmiş oluyor. bazen en ortada olanı bile görememek mümkün çünkü. sadece bunun için bile yazara teşekkürü bir borç biliyorum..

bence bu kitaba gecenin en kuytu yerinde ve sessizlikle başbaşa iken başlamalı okumaya...çünkü o zaman kitaba siz de dahil oluyorsunuz..içindeki rüzgarı ruhunuzda hatta vücudunuzda hissediyorsunuz...kesinlikle etkileyici bir roman.okuduktan sonra bende görülen en büyük değişiklik çanakkale' ye gitmek ve o muhteşem geceye tanık olmak fikri idi.sanırım fazla uzak değil sırtımda bir sırt çantasıyla çanakkale sokaklarını arşınlayacağım günler

Buket Uzuner'in müthiş hayal gücünü gerçeklerle birleştirmedeki ustalığı bu kitapta da görülüyor.Her zamanki gibi tasvirler bir harika. Ege'nin sularının olağanüstü güzelliğini ve bir kadının aşık olduğunda hissettiklerini çok güzel ifade etmiş.Ancak öykünün sonunun Yeşilçam filmleri gibi bitmesi pek hoş olmamış. Yazardan daha farklı bir son beklerdim. Yine de ne olursa olsun yakın tarihimiz hakkında bilgi veren , bilgi edinirken zevk aldıran bir kitap.

doğan üç çocuğuna kendi dilinde çanakkale anlamına gelen uzun, beyaz ve bulut isimlerini veren bir savaş kahramanının inanılmaz öyküsü. buket uzunerin romanları içinde pek de başarılı bulmadığım bir eseri. tarihimizde çok önemli bir yere sahip bir olayın bu kadar fantastik bir öyküye konu olması pek de etkileyici gelmiyor. ancak çanakkale savaşının yapıldığı yerleri ve genel olayları anlatması bakımından faydalı bir roman. insanı sıkmadan okunabiliyor.

Buket Uzuner'in hayal gücü çok geniş.Bundan dolayı da kurgulamalar bir hayli fazla...Fakat herşey de hayalle bitmiyor ki.Biraz da tarihi olayları objektif bir şekilde ele almak lazım.
Bakın Tarık Buğra da "Osmancık" isimli bir tarihi roman yazmış.Orada da yazarımız hayal gücünü kullanmış ama tarihi gerçeklerden hiçbir zaman sapmamış.
Bence Buket Uzuner'in üslubuyla Çanakkale Savaşları'nın anlatımı daha gerçekçi olmalıydı.
Çanakkale Savaşları tarihimizde öylesine dönüm noktasıdır ki,kaş yapayım derken göz çıkarılmamalıydı.
Ömer ÖNER

Buket Uzuner'i cok severek okurum, bu kitabida ciktiginda hemen kitapcida buldum kendimi. Diger romanlari kadar basarili olmadigini dusunuyorum, belki o romanin en sonuna dogru bekledigimiz supriz olay olmadigi icin icinde; cunku B.Uzuner okuyanlar her romaninin sonunda "AAAA Inanmiyorum" demeye ve o soktan kurtulmak icin uzun zamana ihtiyac duyarlar. Tum bu dediklerime bakmayin yinede cok guzel yanlari var bu romaninda, mesela sizleri cogumuzun kulakdan dolma bilgisi olan Gelibolu gercegi ile tanistiracak bir roman ve koklerini ogrenmek icin mucadele eden bir insanin ic dunyasina tasiyacak.

tarihin duzyazi olarak okunmamasini insana tekrar hatirlatan muhtesem bi yapit.. Canakkale Savasindan sonra Turk insanini Canakkale Destanini tekrar hatirlamaya ve sehitleri anmaya davet ediyor..

Doğruyu söylemek gerekirse ben fazka tarihle ilgilenmezdim bana hep sıkıcı gelirdi fakat bu kitabı okuduktan sonra tarihin hiç te öyle olmadığını anladım bir günde bitirdiğim bu kitap beni çok etkiledi çanakkaleye farklı bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum.:çok sürükleyici herkesin okuması gereken bir kitap...

Tarih kitaplarında şöyle bir okuyup geçilen Gelibolu savaşının önemini, orada yaşanan felaketleri çok iyi ifade eden bir kitap. Tarihimize ne kadar sahip çıktığımızı bize tekrar hatırlatıyor ve Gelibolu'ya gitme isteği uyandırıyor.

Bence bir buket uzuner klasiği.Kumral ada mavi tunayı okumuştum Buket uzuner'in.Müthiş etkileyiciydi.Ondan sonra elime geçen bu kitap beni aynı yollardan geçirip aynı yerlere ulaştırdı.Gelibolu efsanesine bu açıdan daha önce hiç bakılmamıştı.Akıcı anlatımı elinizden bir an dahi bırakamamanıza sebep oluyor.Bence kaçırılmaması gereken bir başyapıt...

Buket UZUNER'in okuduğum ilk romanı.Akıcı bir üslupla yazılmış olmasına rağmen zaman zaman sıkıcı gelebilecek tekrarlar ve uzatmalar var.Ancak kurgu bakımından güzel.Her şeye rağmen mümkünse bir solukta okunması gereken bir roman. Konu olarak Çanakkale savaşının işlenmesi ve savaş sırasında yazılmış olan mektuplar duygusal anlar yaşatıyor.

Yazar kitapta gercegi ve kurguyu birlestirmis, okurken olaylari gercekmis gibi hissedebiliyorsunuz. Bu da yasanacak duygu yogunlugunu arttiriyor. Birbirine benzeyen iki kadin var kitapta, ikisi de degisikliklere acik, tarihe merakli. Ayrica savasa iki tarafli bir bakis var, savasta Turklerin hissettikleri (bu hisler biraz hafife alinmis olsa da) kadar karsi tarafta niye savasmaya geldigini bilmeyenlerin (daha dogrusu bazi vaadlerle savasmaya getirilen ama aradigini bulamayanlarin) hissettikleri de anlatilmis. Bu kitapta Canakkale Savasinin Gelibolu cephesindeki savas hakkinda ozet bir fikir ediniyorsunuz; daha cok savasmaya getirilen yabancilarin hayal kirikliklari hakkinda fikir ediniyorsunuz. Ayrica kitabin bir askla sonlandirilmasi kitaba Turk filmi havasi katmis. Onun disinda savaslarin insanlara verdigi zararlari anlatmasi acisindan guzel bir kitap.

Biri otuzlu yaşlarının başında, Hıristiyan-Batı kültürünün,kentli özgür ve meslek sahibi kadını,diğeri yetmişlerinin sonunu yaşayan Müslüman-Doğu Akdeniz kültürünn köylü,çiftçi,evkadını.Biri büyük dedesinin akibetini araştırmak için Yeni Zelanda'dan Gelibolu'ya gelen bir turist,diğeri babasına imkansız bir aşkla bağlanmış yöre insanı.
Büyük dedeyi bulabilmek için bu iki kadının haftalarca süren sohbetleri ve okunan altı adet asker mektubu.(Savaşın bütün acımasızlığını anlatan mektuplar.)
Çok kanların aktığı savaşların tekrar yaşanmaması için okunması gereken kitaplardan biri.Tasvirler,olayların birbirine bağlanması ve kurgu gene harika.Tam bir Buket Uzuner klasiği.

Kitaplığımda mutlaka bulunmasını isteyeceğim romanlardan. Hikaye harika, kurgu harika. Kitabın anlattığı fikir daha güzel nasıl anlatılır bilemiyorum.

Bizim artık pek ilgilenmediğimiz tarih kitaplarında sıkışıp kalan Gelibolu Savaşının düşmanlarımız tarafından nasıl görüldüğü ve savaşın bir insanı nasıl değiştirebileceğinin öyküsü..
Tüm savaşlara binlerce kere lanet edeceksiniz ve her kötü olayın da iyi sonuçlara neden oluşuna tanık olacaksınız.
Küçük bir Gelibolu köyünde yaşanan tüm insanlığa ders olacak bir kardeşlik ve sevgi hikayesi.
İlk işim Geliboluya gitmek olacak.. Yeni Zellandalıları daha iyi tanıdığımı düşünüyorum. Tam kitabı okuduğum zamanlarda bir Yeni Zellandalıyla tanıştım ve kendisi Geliboluyu o kadar iyi biliyordu ki, tüm savaş detaylarını.... işte o zaman kitabın ne kadar gerçeklerden bahsettiğini , bizim unuttuğumuz tarihimizin başkaları tarafından nasıl sahip çıkıldığını gördüm. Çok iyi kurulmuş bir kitap ve karakterler çok iyi yerlerine oturmuş. Mutlak tavsiye ederim ve Beyaz Hanım'ın karakter yaratıcısına da burdan saygılarımı gönderirim.

Kitap herşeyden önce bir kurgu okurken buna dikkat etmek lazım. Olaylar tarihi gerçeklerle birebir örtüşmüyor. Hatta zaman zaman çelişiyor. Vermek istediği mesaj hoş ama bunu Türklerin ölüm kalım mücadelesi verdiği bir savaşta ne için oraya geldiğini bile bilmeyenlerle aynı kefeye koyması biraz düşündürücü. Üstelik Mevlana'nın Osmanlı zamanında yaşadığı gibi bir cümle yazara yakışmamış. Bu kadar cahil olabileceğine inanmadığımız yazarın neden böyle bir gaf yaptığına anlam veremedim. Hangi edebi gerekçe böyle bir yanlış yaptırabilir.