Tek oturuşta okunacak kitaplardan biri daha...
Savaştan, tutsaklıktan, öldürmek ve öldürülmekten uzak bir ülkeye, özgür bir ülkeye kaçmış, gayette mutlu bir yuva kurmuş olan, askerlik, silah, savaş gibi kelimelere hem duygusal anlamda hem de psikolojik olarak hazır olmayan ressam karakterimiz Ferdinand, bir gün, içten içe beklediği ama beklememeyi ve unutmayı dilediği görev kağıdı bir an da geliverir. Buna hem hazırlıklıdır hem de hiç hazır değildir. vatanını savunmak için ülkesi tarafından mecburi bir göreve çağırılması, karakterimizi büyük bir karmaşanın içine sürükler. Karısı en başından beri buna karşıdır... Ve bir gün gitme vakti gelir.
Zweig'i ne kadar severim bilirsiniz. Şimdi daha çok sevdim.
okuyunuz, okutunuz efendim.