Modernizmin düşünsel tarihi, birçok yönüyle, çokkültürlü ve disiplinlerarası avangart sanat hareketlerinin teorik ve pratik temellerini şekillendirmiştir. Tarihsel süreçte estetik bağlamın geçirdiği değişimler, biçimsel yapıları dönüştürürken, toplumsal ideolojilerin parametrelerindeki farklılaşmalar da estetik tercihlerin yeniden tanımlanmasına olanak sağlamıştır. Toplumsal etkileşimin yarattığı diyalektik ilişki, sanatın üretim ve alımlanış biçimlerini çeşitlendirerek, çağdaş sanatın çoğulcu ve eleştirel karakterine zemin hazırlamıştır.
Sanat hareketleri 1800’lerden 1950’lere kadar, çok kültürlü etkileşimleri derinleştirirken, kendi terminolojisini de yarattı. Yıkıcı savaşlar ve halk hareketleri, sanatı biçimsel ifadenin ötesine taşıyarak toplumsal bilinçle beraber ideolojik mücadelenin zemini haline getirdi. Teknoloji devrimi ve kitle iletişim araçlarının yükselişi, üretim ve dağıtımda köklü değişimler başlatırken soğuk savaş dönemi, sanatı ideolojik propagandanın ve diplomatik mücadelenin bir parçası haline getirdi.
Bu kitap, belirli bir dönem aralığını incelerken; dönemin sanatsal bağlamını, farklı disiplinlerden yazarların teorik ve eleştirel katkılarıyla ortaya koyar. Bilgilendirici ve ilham verici olmayı hedefleyen çalışma, okuyucuyu sanatın toplumsal, politik ve kültürel dönüşümlerle nasıl kaynaştığını keşfedeceği çok katmanlı bir yolculuğa davet eder.