Matt Simon, plastik krizine dair bildiğimizi sandığımız her şeyi altüst ediyor. Mikroplastikler Hayatımızı Nasıl İstila Ediyor? eserinde, gözle görünmeyen bir tehdidin, hayatın her zerresine nasıl sızdığını anlatıyor. Okyanusun kıyılarına vuran pet şişeler ya da poşetten çöp dağları buzdağının yalnızca görünen kısmı. Asıl tehlike, gözle görülmeyecek kadar küçülüp hayatın dokusuna karışan o görünmez kalıntılarda, mikroplastiklerde saklı.
Plastiğin dayanıklılığı mucize değil; bir lanet. Yok olmuyor sadece biçim değiştiriyor. Toz olup havaya karışıyor, suya düşüyor sonra bir sabah ciğerlerinde, bir başkasının kanında, anne sütünde ya da sofrandaki balığın bağırsaklarında yeniden beliriyor. Kısacası, yaşamın hücrelerine sızmış durumda.
Matt Simon, plastiğin en küçük hâlini, mikro ölçekteki istilasını izleyebilmek için dünyayı baştan başa dolaşan bilim insanlarının izini sürüyor. Okyanusların dibinden dağların zirvelerine kadar, modern çağın en sinsi kirliliğinin peşinde bir dedektif gibi ilerliyor. Her sayfada şu soruyu yineliyor: Biz, kendi icadımızla zehirlenen ilk tür müyüz?
Bu kitap, yalnızca bir çevre felaketini anlatmıyor; uygarlığın kendi icadına karşı açtığı savaşı belgeliyor. Çünkü bu hikâyede düşman, çoktan içimize girdi.
Mikroplastikler Hayatımızı Nasıl İstila Ediyor? plastiğe olan bağımlılığımızın sonuçlarını anlamak için dünyayı köşe bucak gezen ve hatta okyanusun derinliklerine inen cesur bilim insanlarını takip ederek plastik krizinin bu yeni boyutunu tam olarak araştıran ilk kitaptır. Simon'ın bu araştırmacılardan öğrendiğine göre, bu istiladan kurtulmanın kolay bir reçetesi yok. Ancak etrafımızdaki görünmez parçacıkları teşhis etmedikçe plastik bağımlılığımızı asla engelleyemeyeceğiz.