İnsan demek iletişim demek. “Kitle iletişimi” kavramı ve bunun örgütlü hâle gelişi yirminci yüzyılın ürünüdür. 1920’lerden 1960’lara uzanan dönemde beş medya türü kültürel ve siyasal manzaraya damgasını vurdu: radyo, televizyon, sinema, gazete ve dergi. Milyonlara ulaşan izleyici ve okur kitleleri, sanayileşmiş üretim biçimleri ve ulusal ölçekli yayın akışlarıyla bu “Beş Büyük”, modern dünyanın ilk gerçek "kitle medya"sını oluşturdu.
Bu yeni medya düzeni aynı anda umutları ve korkuları besledi: Demokrasiyi mi güçlendirecekti, yoksa totaliter rejimler mi? İnsanları birleştirecek miydi, yoksa yalnızlaştıracak mıydı? Sanatı yüceltecek miydi, yoksa sıradanlaştırıp değersizleştirecek miydi? Kitle iletişimi, dört beş kuşağın dünyayı algılama biçimini belirleyen, yüzyılın en tartışmalı toplumsal deneyimlerinden biri hâline geldi.
Kitle İletişimi ve Amerikan Toplumsal Düşüncesi (1919–1968), bu büyük dönüşüme tanıklık eden usta gözlemcileri bir araya getiriyor. Onlar, kitle medyasının yükselişine ilk kez içeriden bakan öncüler. Bu öncülerin bazıları bugün hâlâ geçerli kavrayışlar sunarken, bazıları da bugün tarihsel olarak öğrenilmesi gereken tespitleriyle bize yeni ufuklar açıyor.
Bu derleme, sadece Amerikan iletişim tarihini merak edenlere değil; dijitalleşmiş, algoritmik, çok kanallı bugünün medya evrenini global olarak anlamak isteyenlere de yol gösteriyor.
Beş Büyük’ün gelişim dünyasını anlamanın, dijital çağın karmaşık iletişim düzenini çözmeyi her zamankinden daha kolay kılacağını düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Prof. Dr. Ali Atıf Bir