Yalnızca bir kitap değil, adeta bir ders kitabı oldu benim için... 50 yıl öncesinin günümüze izdüşümlerinin bu kadar benzer olması kahredici bir Türkiye gerçeği. Hezeyana kapılmış psikoz eşiğinde bir parti lideri, yağmanın gırtlakları boğulacak hale getirişi; iyinin, doğrunun , gerçeğin her fırsatta gömülme çabası; ilkel hırslar için vatan ve halkın feda edilişi ve tüm bu iğrenç tabloyu yaşamı, rahatı, ailesinin huzuru pahasına sergilemeye, demokrasinin ne olduğunu, bilim ve felsefenin hangi yolu aydınlattığını sınırlı sayıda bir okur kitlesine de olsa haykırmaya çalışan soylu bir özgürlük aşığı: Metin Toker.
Binlerce kitap okudum, ama bu çok özel bir kitap. Hararetle tavsiye ederim.