Tolstoy bir yerde üç esas hikâye olduğundan bahseder; şehre bir yabancı gelir, birisi bir şey bulur, birisi bir şey arar. Londra'daki Bulgaristan Büyükelçiliği'ne bu kadim hikâyelerden birini yine doğrularcasına yeni bir büyükelçi gelir. Büyükelçi Varadin'in en büyük korkusu ülkesine geri gönderilmektir, bu yolda WC yani abdesthane denen şeyin bir Bulgar icadı olduğunu ispatlamaya çalışan bir sanatsal etkinliğin elçilikte yapılmasına razı olur. Elçilik aşçısı kamuya açık bir parktan verici konulmuş ördekleri çalanlarla işbirliği yaparak boğazına kadar olmasa da beline kadar belaya bulaşmıştır. Temizlikçi bir yerlerde striptizcilik yapmaktadır ama sonrasında kendini birdenbire çok ünlü bir müteveffa rolünü oynarken bulacaktır. Stajyer Bulgar ajanı eski bir Rus böcek bulucusunu çalıştırınca doğruca dondurucudaki ölü ördeklere ulaşır... Bir elçilikten bir komedi kulübündeki veya bir sirkteki kadar acayip mizah püskürebilirmiş, anladım. Okuyun, eğlenin, kafanızı açın, gülün efenim.