Sovyet Devrimi sonrasında Lenin'in Ankara'daki ilk Büyükelçisi olan Aralov'un hatıraları enteresan detaylar içeriyor. Özellikle son bölümdeki Lozan Antlaşması'na ilişkin süreci kendi perspektifinden anlattığı kısımlar kaydadeğer.
Kitabın bütününde, ciddi bir Mustafa Kemal hayranlığı, buna karşılık kesif bir Rauf Bey, Refet Bey, Ali Fuat Bey ve hatta İsmet İnönü düşmanlığı dikkat çekiyor. Bilhassa Türkiye'nin iç sosyolojik yapısıyla ilgili temelsiz değerlendirmeleri ve iç siyasi tartışmalar konu alan yazılar o dönem tarihçilerine kalmaktadır..