İngilizcesinden okuyup bitirdiğim asıl adıyla "The Book Thief" bende özel yeri olan kitaplardandır.
Şöyle ki Markus Zusak'ın anlatımı muhteşemdir; araya Azrail'in notları düşer, Hans'ın Liesel'e alfabeyi öğretmek için çizdiği çöp kız "Saumensch" süsler sayfayı (ki gözlerimin yaşardığı andır "Böyle güzel bir gülümsemeyle gözlere ihtiyacın yok" yorumu), Max'ın "Mein Kampf"ın badanalanmış sayfalarına çizdiği doğum günü hediyesini okursunuz siz de Liesel gibi, defalarca...
Nazi Almanyasının gergin havasında da olsa desteklersiniz Rudy'i, öpsün artık Liesel'i diye, ölümün renklerini öğrenirsiniz Azrail sayesinde, komşunun bodrumunda bombaların dinmesini beklerken dinlersiniz Liesel'i, açken kitap çalan kızı...
Herneyse, kitap şahanedir, uluslararası 1 numara "bestseller"lığını hakkıyla kazanmıştır. Yalnız son bir şey söylemem gerekirse; yapabilirseniz orjinalinden okuyun kitabı, çünkü kitabın kapağı bile içindeki hüznü hissettiriyor, üstelik İngilizcesi oldukça sade ve kolay anlaşılır.