Yürümek - Evet Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Yürümek -Eve
Kendilik bilinci belirmiş ama nesnelerle, dünyayla bir bağlantı kurulamamış, bir iç dünya ve dışarıdan beslenemiyor. Sonuçta Karrer delirdi, pantoloncuya girdi ve bastonuyla defalarca tezgaha vurdu, vurmadan önce Oehler'le yürüyordu, sadece pazartesileri, şimdi Oehler anlatıcıyla yürüyor pazartesileri çünkü Karrer delirdi ve Steinhof'a, akıl hastanesine gitti. Oehler anlatıcıyla yürüyor ve birbirlerini biçimlemek zorundalar, anlatıcı Oehler'in hızına alışmak zorunda, giyimini onunkiyle odaklamak zorunda, dar kenarlı şapkaya geniş kenarlı şapka, botlara karşı ayakkabılar, düşüncelere karşı düşünceler, görülenler ve duyulanlar karşılıklı sınanırsa, kıyafetler gibi, biri diğerini tutmayacaktır, öyleyse söylenenler yalandır, görülenler de öyle, yalandan kurtulmak diye bir şey yoktur, öylelik kişiden kişiye değişir, kişiler de kişiden kişiye değişir, kendindelik düşünüldüğü an kendindelik olmaktan çıkar, hiç kimse kendisi olamaz bu durumda, böyle bir şey mümkün değildir. Lyotard bunu açar, Husserl bunu Kant'tan süzdürüp berraklaştırır, fenomenlerin dünyası deist sayısı kadar olan tanrı sayısı kadar çoktur ve bu kadar çok olan bir dünyayı düşünmek onu yok eder, düşünce dünyayı kısıtlar, parçalar, kafese koyar. Yok eder, küçük parçalar kaybolmaya meyillidir, insan kendini kaybetmeye meyillidir ama bu yapış yapış denizde salınmakla kendini kurtarır, bu yapış yapış denizi sevdiği de olur, yüzmekten bıkmaz ve kendini mahveder, farkına varmadan. Mahvolur, düşünceleri dipsiz kuyuya akar sonunda, kaybolur. Ziyan olduğunu söylemek için bir ön değer vermek gerekir, buna bir ön değer vermek fazla değer vermektir, olağanlığı çok önemliymiş gibi, bayağılığı çok önemliymiş gibi algılamak demektir, saçmalıktır, çekilmez durumları çekilir durumlara tıkıştırmak hiçbir zaman iyi değildir, çekilirleri de çekilmezliğe iter bu, her şeye bulaşan bir çürümüşlük. "Bütün yaşam süreci bir kötüleşme sürecidir, sürekli, bu yasa en korkuncudur, her şey kötüleşir." (s. 12) Belirli bir dünyada belirsiz noktalar bırakmak, var olabilmek için. Belirsizliğin boşluğunda hayatta kalmaya çalışmak, bir deliliği sürdürebilmek için. Çekilmez olanı çekmek, olgulara karşı hayatta kalmak, varlığı sürdürebilmek, Kerrer bu yüzden delirdi. Kerrer varolmanın içindeydi ve onun karşısındaydı, çaresiz. Bir kere vardı, düşünebiliyordu ve düşüncesinden kurtulamıyordu. Tarihin var olup kendi yalanını sürdürmesi gibi, dışa çıkamaması gibi, kendi içinde kapalı bir sistem. Akıl, diyor Oehler, hiçbir şeyi kabullenmemekle akıl olmuştur ama bu bir sonsuz döngüdür, sonuçta kendini de yok etmesi gerekecektir. Bunu fark eden bir alt-akıl yaratır Kerrer, doğanın ve insanın sürmesini sağlayan bu alt akıldır, böyle söyledi Kerrer, der Oehler, sürekli aklı olsaydı öldürürmüş kendini ama aklı sürekli değilmiş, bir noktada kesilirmiş, iyi bir şeymiş bu, Kerrer'in yerinde olmamasını sağlamış, Kerrer şimdi bu yüzden akıl hastanesindeymiş. "Düşünülen bütün düşünme bir yedek düşünme, çünkü gerçek düşünme olanaksız, çünkü gerçek bir düşünme yok, çünkü doğa gerçek düşünmeyi dışlıyor, çünkü gerçek düşünmeyi dışlamak zorunda." (s. 15)
Deneyime dayanmayan her şeyin olanaklılığı, her şeyin yanlış olduğu bilgisiyle çarpıştığında insanın yok olma deneyimini doğurur, tek bir deneyim, yanlıştan tek bir çıkış yolu. Bu yolu kullanmaz insanlar, çocuk yaparlar bir de. Çocuk yapmak, diyor Oehler, insanın kendine hiçbir şey sormadığı anların sonucudur. İnsan gerçekten sormaz, sadece yapar, gerçekten sorsa yapmayacaktı ama sorma ediminin hiçbir önemi yok, kepazelik, Rust aslında Oehler olabilir mi diye düşünüyorum ben, Oehler çocuk yapanların en büyük cezaya çarptırılması gerektiğini söylüyor, kafasız insanlar çocuk yapıyor ve çocuklar devlet tarafından kafasızlaştırılıyor, hiçlikten hiçliğe, posası sıkılan insanlar devlete verebileceklerini verip birkaç anıyla ayrılıyorlar bu dünyadan, var oluş bir simülasyona dönüşüyor ve asıl varlık bu çarpıklık olmaktan öteye geçmiyor. Çarpıklık, doğanın ürettiği onca acı, insanın acı çekme kapasitesinin sınırsız olması, hepsi bir mekanizmanın parçaları olarak beliriyor, doğa kendinden olmayanı istemiyor, insanı istemiyor, bunu pek çok uçuk kaçık filmde, kitapta gördük, istenmediği yerde duran kişi kafasızdır, istenmediğinin farkına varmayan daha da ahmaktır, demiyor Oehler, ben diyorum bunu, Oehler'se Karrer'den alıntı yapıyor, anlatı içinde anlatı, kaç kat olduğunu sayamadım, bilmiyorum, birinin diğeri olması bana hiçbir sorun çıkarmaz, Oehler için sorun değil, o sadece anlatmak istiyor, anlatıcıya anlatmak, anlatıcı da anlatabilsin diye, söz gelimi hastanelerin çekilmezliğiyle dışarının çekilmezliğini farklı kılan bir şey olmadığını, hastanelerin ve Kerrer'inki gibi psikiyatrların saçmalık olduğunu söylüyor, bunlar sağaltımdan çok yıkım için oradadırlar, başka bir amaçları yoktur, derin düşünme sanatını yok eden yerlerdir, yok olmaya yol açacak düşüncelerin belirmesinden hemen önce düşünmeyi kesme sanatını yok ederler, birbiriyle ilgisiz pek çok şeyin bir araya gelip mutlak sonu -deliliği, ölümü vs.- getirmesini engellemezler, Kerrer'in başına gelen engellenemeyecek bir şeydi. Uzunca bir bölüm, Kerrer'in delirme anları için. Kerrer'in arkadaşı Hollensteiner'in dehası ve intiharı, Kerrer'in delirme anları için bu da. "Bu ülkenin güzelliği ile bu devletin hainliğini karıştırırsak, diyor Oehler, intihara varırız." (s. 30)
Spiraller, genişleyen spiraller, Bernhard'ın üslubu.
Evet. İsviçreli ve hayat arkadaşı Moritz'e geldiğinde anlatıcı düşünsel boşluğunu Moritz'e açmak için oradaydı, karanlığını kusuyordu, varlığının duyurduğu dehşeti haykırıyordu, yarıda kaldı. İsviçreli ve İranlı hayat arkadaşı geldiler, handalar, anlatıcı da handa, İsviçreli bazı işleri için oradan ayrıldı, kadınla adam ormanda yürüyüşe çıktılar, adam yaşamak için bir amacının olduğunu anladı, kadın onu yaşatacaktı, kadının varlığı yeterliydi çünkü kadın Schubert ve Schumann'ı biliyordu, Kierkegaard ve Schopenhauer'ı biliyordu, derinlikliydi, tüketilebilirdi, tüketildi ve adam, kadını tükettiği gibi bıraktı. Kendisi çoktan tükenmişti; yazılamayan metinler, yazılsa yazarını yok edecek metinler, araştırmalar, bilimsel işler, bilimsenmeyen işler, birçok iş insanı yok edebilirdi ve adam birini seçti, kadın ortaya çıkana kadar kendisini evine kapadı, kentten ve köyden ayrı ayrı nefret etti, aynı izlekler etrafında dehşet bir anlatı kuruldu kısaca. İsviçreliyle İranlı arasında bir yok etme biçimi belirdi, birbirini parçalayan iki insan, zamanında birbirlerinin paraziti olmuş iki insan ayrılamıyordu, biri diğerini yok edecekti, ancak öyle ayrılabileceklerdi, çok zengin olan adam, kadını yok edebilmek için soğuk ve nemli bir yerden arazi almaya karar verdi, emekliliğinde o araziye bir ev yaptıracaktı, İranlı kadın sıcak memleketlerden başkasını bilmediği için bu çürüyen doğanın içinde yaşamaya mahkum olacaktı ve karşı çıkamayacaktı, her şeyi kabullenmişti, her şeyin kendi hatası olduğunu biliyordu ve yok olmanın başka bir yolu olmadığını biliyordu. Doğru değil, en sonunda öğrendi ve kendini bir kamyonun altına attı. Kendini yok etti, onurlu bir davranış. Adamla konuşmaları sırasında, adamın intihar edip etmeyeceğine dair bir sorusuna, "Evet," demişti, etti. Evet, anlatı adını bu onaydan, anlatının sonlandığı satırdaki onaydan alıyor.
İkisi de ağır anlatılar. Birinde müzik-felsefe ilişkisi var, diğerinde Wittgenstein soslu yürümek-felsefe-anlam üçlemesi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (5)
Bu Yorumu Yanıtla
Elbirce
05.01.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yürümek, düşünmeyi de harekete geçirir mi, ona ivme kazandırır mı?
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
okurrca
05.03.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bernhard , gerçekten çok farklı bir yazar. Üslubu akıcı ve dolu dolu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
rety
24.02.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İnsan ayağa kalktı, yürümeye başladı ve tabi düşünmeye de. Bernhard yürümenin kesintisizliği ile düşüncede süreklilik, hareket ve dönüşüm arasında bir korelasyon kuruyor. Başlangıcından bugüne, insanlığın binlerce yıldır süren uzun yürüyüşünün eleştirel bir vechesi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
mollaxarezmi
10.02.2022
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bernhard için edebiyat savaşım demektir her eserinde..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Nevin Adalı
28.11.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yine müthiş anlatim. Herkesin sevmediği yazarlar benim için hep daha cazip.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Andantinogurme
03.09.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bernhard Bernhard... Eser içinde ki 2 anlatıdı da taktire şayan
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
toottorototo
04.06.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
dişimin bitti, etimin başladığı yerde daimi bir karıncalanma
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
captainfuture
12.10.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Benim yazarım. Hiç bir kitabında hayal kırıklığına uğratmadı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ng.
23.02.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
bir günde okunabilecek, 2 anlatıdan oluşan bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
muhammet_yusuf
08.08.2019
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bernhard her yönüyle okunması gereken bir yazar.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Deruni Kadim
14.11.2015
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Eleştirel bakış açısını keskin ve net bir tavırla bulabileceğiniz bir eseri Bernhard'ın
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
huseyinc36
18.10.2015
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
kitabi aldiktan sonra bir hisimla okudum, arkadasimin tavsiye ettigi kadar iyi bir kitap. zaten iki kisa anlatidan olusuyor. kolayca okunabilir, zevkli bir kitap
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
eldivann 21.01.2015
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
thomas bernhard ya seveceğiniz yada asla okumayacağınız bir yazar. olaylar kişiler ve mekanlar değişse de onun öfke ve nefreti azalmadan devam ediyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
karaademm
26.05.2020
Ebedi öfkenin çocuğu olarak anlatılıyor Bernhard. Öyle mi acaba? Öfkesinin ardında yatan nedir peki?

İnsana, devlete ve en zoru ‘ülkesine’ nefretini hep cesurca dile getirdi. Avusturyalı, Avusturya’da.

“Bütün yaşam süreci bir kötüleşme sürecidir, sürekli, bu yasa en korkuncudur, her şey kötüleşir.” (eserden)

Yürümek.1971.
Evet.1978.

İki Bernhard anlatısı bulacaksınız burada. Tür mü? Bu soruyla geliyorsanız okumayın onu!

Yürümek’de ‘yürüyüş-düşünüşlerini’ arkadaşları Karrer’in delirmesi haberi sonrası yarım bırakan bir ikili mevcut. Oehler ve Anlatıcı.

Oehler, Karrer’i aktaracak; anlatıcı Oehler’i.
Neler mi? Düşünme, hissetme ve savrulma.

Evet’te ise Avusturya’nın ufak bir kasabasına yerleşen anlatıcımız emlakçı Moritz aracılığıyla tanıştığı çift sonrası gelişen ‘kendini fedayı’ okuyacaksınız.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla