İnsanın Serüveni Hakkındaki Yorumlar

cenkssc 01.05.2012
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
insanın en baştan cennet ve dünya serüvenini ve bu arada yaşadıklarını farklı bir bakış açısıyla anlatan bir kitap. yazım dili ağır yani yazar anlatmak istediğini çok zor ve karışık anlatıyor bazı kısımlarda. ancak yinede tavsiye edilebilir bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (30)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
muftuihsan 18.05.2010
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Konu başlıklarını ezbere bildiğiniz hangi kitabı hatırlıyorsunuz? diye bir soru ile karşılaşsam herhalde bu kitabı söylerdim. Çünkü kitap 29 başlıktan oluşuyor. A.B.C…V.Y.Z. Bu yüzden ‘İçindekiler’ bölümüne gerek kalmamış, okuyucu hemen ezberlemiş oluyor konu başlıklarını.
İnsanın varoluştan ebediliğe yolculuğu. Bu serüvende tutunacağı kulp da Kur’an-ı Kerim. İnsana gönderilmiş olması dolayısıyla da, O’nun tüm içeriği ‘insan’.(s.9) Yaratılmasıyla birlikte cennete konulan, ardından cennetten çıkarılarak yeryüzüne salınan ve yeryüzündeki yaşamıyla, yitirdiği cennetten umduğu cennete doğru uzanan yoldaki yolculuğu boyunca geçirdiği, geçirmekte olduğu ve geçireceği serüvenin tümü de, yine, Yüce Kitap’ta.(s.11)
A.Zaman, ne zaman başlamıştır? Yüce Allah zamandan münezzeh olduğuna göre, zaman yaratıcıya değil yaratığa dönük bir nitelik olmaktadır. Öyleyse zaman, ilk yaratılış olayıyla başlamıştır. Yaratıcı bakımından değil, yaratık bakımından olan bir başlayıştır. Her yaratıkla birlikte onun zamanı da başlamıştır. Bilinir ya, her şey belli bir ‘kader’ iledir. Kaderin kazaya geçişi ‘zaman’a muhtaçtır.(s.14)
B.Bütün tartışılabilir yargıları bir yana iterek söylenebilecek tek şey, yedi gök ve yeryüzünün ‘altı gün’de yaratılmış olduğunun ‘bir gerçek haber’ olarak alınması gerektiğidir. İşin içine başkaca hiçbir sav ve sanıyı karıştırmadan ve iman edilmesi gereken bir konu için, kesinlikle, ‘pozitif bilim’lerden senet, sepet, destek ve kanıt istemeksizin ve beklemeksizin.(s.25)
Ç.Acaba bir an için düşünelim, insanın toprağı ‘yeryüzü’nden değil de-sözgelimi-Cennetten alınmış olsaydı, şu gördüğümüz dünyaya bağlılık ve düşkünlüğü yine olacak mıydı?(s.34)
D. Meleklerin secdeye çağrıldığı ‘insan’ eşyanın isimlerini bilen bir varlıktır ama meleklerin secdesi bu ‘bilgi’ ve bilgisine dayalı ‘etkinlik’leri dolayısıyla değildir. Secde, doğrudan doğruya Yüce Allah tarafından Adem’e üflenmiş olan ‘ruh’tan dolayıdır. O ruh ki, Allah onu ‘kendi ruhumdan’ diye tanımlamıştır.(s.42)
E.Bilgi, insanoğluna büyük bir bağıştır. Yüce Allah’ın “Ben mülkü dilediğime, bilgiyi ise dileyene veririm” buyurması, Ademoğluna armağan edilen bu bağışın niteliğini göstermesi bakımından üzerinde durulması gereken bir noktadır. (s.48) Birinde ‘dilediğine’, diğerinde ‘dileyene’ vurguları bulunmakla birlikte, sonuçta ve temelde ‘verme’ eylemi, Allah tarafından kendi zatına özgü kılınmış, hasredilmiştir. Olayda ‘alma’ yok, ‘vermek’ vardır.(s.50)
Ğ.İnsan, kendisiyle verilenlerle yetinmeyip ‘Yasak Ağaç’lara el attığı sürece, tıpkı ilkinde ortaya çıkanın benzerini yaşayarak, hep, daha büyük zorluklarla karşılaşacak, daha korkunç açmazlara düşecek, yaşamı daha çekilmez bir hale gelecek ve yaşamak, onun için, altından kalkılması zor bir yükü taşımanın zahmetleriyle eşanlamlı, bir anlam belirtir olacaktır.(s.72)
İ.Elbette, cennetin bu dünyada yaşanmasının imkanı yoktur. Ama cennet yaşamının provalarının bu dünyada yapılması, cennete liyakat eğitiminin burada gerçekleştirilmesi mümkün; o da ne demek, zorunludur. Dünya, çünkü ahiretin tarlasıdır.(s.93)
J. Hz. Ali’nin ‘bilgi’yi bir ‘nokta’ olarak tanımlayıp da, onun cahiller eliyle çoğaltıldığına ilişkin belirlemesiyle örtüşen ‘bilgilenme’ ya da ‘bilgisizleşme’ süreci. ÇOĞALAN ŞEY, evet, DAĞINIKLIĞA TUTSAKTIR.(s.99)
K.İnsan, ‘besmele’ anahtarını kullanarak yaşamını ‘İslamlaştırmak’tadır.(s.109)
L.‘Besmele’ ile davranış, eşyaya ve olaylara ‘besmele’li yönelim, insan için, sürekli olarak tek şeyin anılışı, gündemde tutuluşu demektir.(s.112)
M.Günümüz insanı, boğazına dek ‘kadın’la doludur, ama öte yandan ‘gönlünü yatıştırıcı’ kadının hasreti içinde çırpınmaktadır.(s.117)
O.‘Tevbe’ bir aklanma, bir bağışlanma dileğidir. Herhangi bir şeyden aklanmanın ilk basamağına adım atış ise, elbette, o şeyle olan tüm ilgiyi, bütün ilişkileri kesmekle gerçekleşir.(s.133)
R. ‘Akıl’ kesinlikle kendi koşulları içinde değerlendirme yapar. ‘Akıl için yol birdir’ sözü, soyut ‘akıl’ için doğrudur; ancak, her türlü etkiye açık insanoğlunun kullanımındaki akıl için sözkonusu değildir. ‘Akıl için yolun bir olması’, ancak ‘aklın bir olması’yla mümkündür ve kimi işleyişler bakımından benzerlik gösterse de, akılların sayısı insanların sayısıncadır ve bu yüzden de akıl için yol sayısı, denilebilir ki, insan sayısıncadır.(s.151)
Ş. ‘Yaklaşmayın’ buyruğuna kulak verici, gönül döndürücü, başkesici, boyuneğici bir yapının sahibi olarak, işte bunlar, Yüce Allah’ın ‘vahy’ine teslim olmuş olmakla cennetteki olayın bir diğer yöndeki gelişmesini izlemekte ve sürdürmektedir. ‘Tevbe’ye uzanan gelişmesini… Bunların en belirgin özelliği yalnızca ‘teslim’ olmaktır.(s.160)
T. İnsanın cennetten çıkarılışı, doğrudan doğruya bir uyumsuzluk sonucudur. Ve insan bu uyumsuzluğunun verimi olarak cenneti yitirmiştir.(s.163) Sınav, ‘uyum’un ölçülmesi ve gerçekleşip gerçekleşmeyişi.(s.164)
U. Yüce Allah , ‘din’i göndermekle, insanı arayıştan kurtarmıştır. Din insanı itaate çağırmakla ‘arayış’ın handikaplarından koruyucu bir zırh getirmektedir.(s.171)
Ü. ‘Emanet’in nidüğüne ilişkin, pek de görüş birliğine varılmamıştır. Kimileri ‘nefs’, ‘ruh’, kimileri de ‘akıl’ diye yorumlamışlardır. Emanetin ‘teslimiyet’i gerektirmesi gereği de, nitekim emanetin ‘irade’ olabileceği görüşünü daha bir pekiştirmektedir.(s.185)
Y. İnsan, ilk cennette tutuklandığı şeytan önerisi ‘kalıcılık, egemenlik ve melekleşme’ tutkusundan yeryüzünde de paçayı kurtaramayınca, işte, olan olmuştur. İrade yitirilmiştir.(s.196)
Z. ‘Vahiy’ insanı ‘arayış’tan kurtarıcı, ‘rıza’nın kapısını açıcı, Rabbe döndürücü ve iradeyi ‘kul olma’ yönünde kullandırıcı bir ‘inayet’ ve ‘hidayet’ ışığı olarak, işte, Cennet’e döndürecek tek, biricik ‘çağrı’dır.
Şu zorlu günlerde, nefsimize doygunluk vermesi, bizi razı olmuşlardan kılması, razı olunmuşlar arasına katması, kendine döndürmesi, kulları arasına sokması ve cennetine kabul buyurması için el açıyoruz Yüce Allah’a… İnsan olma serüveni sırasında ‘insan’lıktan ayırmasın bizi… Amin…
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Zübeyde Çakır 13.08.2009
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Uzun zaman önce okuduğum bir kitap. Kitabın akademik olacağını tahmin ederek almıştım. Ancak beklemediğim şekilde kitap beni cezbetti. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
derviş54 09.10.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
İnsanoğlunun ruhlar aleminden cennete oradan dünyaya ve tekrar cennte gitmesini konu edinen... Ve bunu ayet ve hadislerle destekleyen müstakil bir eser tercih edilebilir
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
vakanüvisea 12.09.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
insan hayatı nasıl bir serüven başlangıç ve son. Hz Adem kovulmasaydı cennetten şimdi cennetteydik. Ama insanın kaderi bu. cehennem boşuna yaratılmadıya .
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nihat058 26.01.2007
"Yaratılmasıyla birlikte Cennet'e konulan, ardından Cennet'ten çıkarılan, yeryüzüne salınan ve yeryüzündeki yaşamıyla yitirdiği cenneti ele geçirmesi, yüce Allan tarafından irade edilmiş olan insanın, Ahsen-i Takvim olarak yaratılmışken hayvandan da aşağı düşebilen yaratığın serüvani
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Özellikle nereden geliyorum, neden geliyorum, nereye gidiyorum gibi soruları sıkça soran ve kendisi ile başbaşa kaldığında kendi yaradılış serüvenini sorgulayan genç arkadaşlarımız için hem dili açısından hem de açıklayıcı yönleri açısından faydalı olabilecek bir eser. Eserin dilinin sıkıcı olmaması ve anlatımın anlaşılır bir halde verilmesi özellikle okuyucunun bir solukluk hazzı olacaktır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla