At Sırtında Anadolu Hakkındaki Yorumlar

Kemal Sayar'ın tavsiyesiyle aldım, oldukça akıcı gözüküyor.

İngiliz gözlemcinin anadolunun ne şartlarda olduğuna ilişkin gözlemleri incelenmeye değer

seyhat kitapları bir çırpıda okunuyor.

Büyük bir yıkım olan Osmanlı-Rus savaşı (93 harbi) öncesinde çok gerçekçi bir bakışla Anadolu'nun fotoğrafını görmek isteyenler mutlaka okumalı.

Anadoluyu o çağda güzel betimlemiş

Tarih kitabı yerine böyle kitapları okuyun, daha net ve anlaşılır bilgiler… Hem akıcı hem de daha bilgi verici çünkü…

O günün Anadolu’sunun koşullarını bir İngiliz’in gözünden, hem de epeyce yansız bir biçimde okuyup öğrenmek etkileyiciydi. Ayrıca kitabın sonundaki eklerde çok önemli bilgiler veriliyor. Bu yüzden okunmasında yarar var, diye düşünüyorum.

Muhteşem bir eser. Bir İngiliz subayı Anadolu'yu, bundan 150 yıl öncesinin Anadolu'sunu nasıl tanıtıyor, bilmek isteyenler için güzel bir eser. Hatta nesnel çıkarımlar yapılacak çok belge de mevcut kitapta. Tarih okuyanlar veya tarihe ilgi duyanlar okumalıdır bu eseri. Dili de roman gibi. Sanki kurgu bir eseri okuyoruz.

dönemi anlayabilmek için okunması gereken müthiş bir kitap. dili biraz ağır olsa da mutlaka okunması gereken bir kitap.

Dönemi algılayabildiğimiz, bir yabancının gözünden anadolunun durumunu görebildiğimiz güzel bir kitap

1876 yılındaki halimizi çok tarafsız bir şekilde anlatmış yazar. Artılarımız ve eksilerimiz konusunda çok isabetli tespitleri var...

Seyahatname türünde güzel eser. O günün şartlarını bir yabancı tarafsız anlatmış.

Bir solukta okunacak bir kitap. İngiliz Albayın gözünden 1877-1878 Osmanlı Rus harbi öncesi Osmanlı. İstanbul'dan başlayan yolculuk Batum'da sona eriyor. Okurken ülkenin nerden nerelere geldiğini göreceğiniz eşsiz bir eser.

Osmanli gercekten buyukmus adam Turk dostu ama sonrasi icin somurgecilere iyi bir rehber olmustur bu kitap henuz uydularin olmadigi donemde. Oku oku dertlen...

Hocamın tavsiyesi ile aldım harika bir kitap. Osmanlının yaşadığı zor günleri çok iyi anlatmış

Kitabın daha çok sayısal verilerle ve teknik bilgilerle boğacağını düşünmüştüm ama kesinlikle çok akıcı. Yabancı birinin gözünden Anadolu'yu görmek güzel.

Seyyah ve asker Burnaby, çok özel ve önemli bir tarihte Anadolu’yu görmeye gelmiş. Burnaby’in geldiğinde Osmanlı Devleti Avrupa’ya artık borçlarını ödeyemeyeceğini bildirmiş, Kırım Savaşı’nda müttefikleri olan (ve Osmanlıya en fazla borç para veren) İngiliz ve Fransızlar bu karardan sonra Osmanlıdan desteklerini çekmişlerdir. Desteğin çekilmesi tam da Osmanlı-Rus savaşının (1877-1878, 93 Harbi) arifesinde gerçekleşmektedir. Yazar Osmanlının kesinlikle Ruslar karşısında yalnız bırakılmaması gerektiğini belirtiyor… Bunun yanında kitabın dili sade ve kitapta yararlı bilgiler mevcut. O yıllarda Anadolu’nun coğrafyası (İstanbul, İzmit, Ankara, Yozgat, Sivas, Erzincan, Erzurum Doğubayazıt vs.) ve yaşayanları hakkında ilginç bilgiler mevcut…

Gerçekten çok güzel bir kitap, 1875 yılında anadoluda dolaşan dedikodulara, turkler ve ermeniler arasındaki münasebetler ve osmanlı rus savaşı...

Osmanlı'nın at izinin it izine karıştığı bir döneminde Burnaby'nin Anadolu gözlemleri.

Bir yabancinin gözünden 93 Harbi öncesi durumu görmenizi ve günümüzde yasananlar ile aklinizda “aa demek o zamanda boyleymis” gibi aydinlanmalari yasayabileceginiz bir kitap.

1876 yılında tatilini geçirmek üzere Anadolu'ya gelen bir İngiliz subayının gözlemlerinden oluşan bu kitap 19. yüzyıl Osmanlı' da kisosyo - ekonomik durumu yansıtan bir yapıt olma özelliği taşır, seyahatine istanbul'dan başlayan yazar iç anadoluyu, karadenizi ve doğu anadolu coğrafyasını gezerek buradaki gözlemlerini bize aktarıyor... üstelik çevirisi de gayet akıcı... Bu eserin devamı olabilecek diğer yapıtlar da; Anadolu 1912 ve 1950'ler de Lord Kinross tarafından yazılan Kutsal Anadolu Toprakları'dır...

Osmanlı sona doğru yaklaşırken Avrupalı bir asker-seyyah Anadoluyu dolaşmakta... Öncelikle çevirisini çok beğendim, gerçekten akıcı olmuş. O yıllardaki Anadolu insanı, hayatı, kültürü, coğrafyasıyla ilgili çok net bilgiler vermekte. Özellikle 42. bölüm bugünkü ermeni meselesine de ışık tutabilecek, bir Avrupalının dilinden bilgiler içermekte. Oldukça da yoğun bir kitap; tarih, coğrafya, sosyokültürel hayat... Tabii Avrupalı bir asker onca meşakkatli yolu babasının hayrına, sadece eğlence olsun diye dolaşmamıştır diye de aklıma gelmedi değil???

Kitabın konusu : Osmanlı kan kaybetmeye başladığı andan itibaren, Rusya’nın da her geçen gün bölgeye yaklaşmasıyla, Ermeniler kaynamaya başlamıştır. Oysa Anadolu’nun Müslüman halkı, Ermenilere karşı inanılmaz bir hoşgörüyle yaklaşmıştır. Sözgelimi, İngiliz Yüzbaşı Fred Burnaby, 93 Harbinin hazırlıkları sürerken (1876) Trakya’dan Batum’a kadar at sırtında Anadolu’yu gezer, uğradığı vilayetlerde yetkililerle görüşür, devlet dairelerini ve hapishaneleri ziyaret eder.

Yüzbaşı Burnaby, uğradığı her hapishanede kalpazanlık suçuyla yatan birden çok Ermeni görür. “Sadık millet” olarak adlandırılan Ermeniler, adeta ülke ekonomisi için kara delik olmuşlar, yoksul milletin kazancına göz dikmişlerdir.