Kapağı ve ismi bu kadar klişe görünüp, içeriği bu kadar zengin ve farklı başka bir kitap daha görmedim. Felsefe ve Atatürk hakkında onlarca kitap okudum, her ikisini de bu kadar kolay anlaşılır ve objektif sunan bir yazar tanımadım. Aydınlanma felsefesini, Kant'ı, Comte'u, Rousseau'yu, Voltaire'yi, Locke'u çok güzel açıklıyor. Fransız aydınlanması ile alman/ingiliz/amerikan aydınlanmalarının farkını vurguluyor.Atatürke etki eden ama her halükarda onun yorumundan geçen felsefi akımları veriyor. Laikliğin, sekülerizmin, kamusal alanın,ideolojinin doğru tanımını yapıyor. Bunların Atatürk tarafından değil ardıllarınca bir baskı aracına dönüştrülmesinin ayrıntılı eleştirisini yapıyor. Bir romanmış gibi tutkuyla okudum, uykusuz kaldım, elimden bırakamadım. Piyasadaki onca tapon kitap deli gibi satarken bu kitabı tesadüfen bulmama şaşıyorum.Tam bir hazine. Hiç ummadığınız zengin bir içerik sizleri bekliyor. Kanttan bahseden çok yazı okudum ama bu kitaptan sonra ona aşık oldum. Sırada Kantın kitapları var."İnsan aklının garip bir alınyazısı vardır.Bilgilerinin bir çeşidinde , elinde olmadan, bir takım sorular tarafından tedirgin edilmek; bu sorular aklın kendi yapısından kaynaklanır. Fakat akıl kendi imkanları ile bu sorulara cevap da veremez."